VEYSEL AKKAYA HOCAMIZ'DAN FATİHA SÛRESI TEFEKKÜRÜ

VEYSEL AKKAYA HOCAMIZ'DAN FATİHA SÛRESI TEFEKKÜRÜ

VEYSEL AKKAYA HOCAMIZ'DAN FATİHA SÛRESI TEFEKKÜRÜ

Hocamız Kur'an'ı Hayat kitabı yapmamız için tefekkür çalışmaları ve seminerleri yapmakta, bu bağlamda kitap çalışmaları da bulunmaktadır. Kendisi kur'an-ı Kerim'i 3 yöntemle tefekkür uygulaması yapmakta. Gönül ufkumuza Kur'anı yerleştirmek için anlamak, uygulamak ve tefekkürü etmenin önemini bize çok açık şekilde anlatıyor. 

Tefekkür bizi Kur'ân-ı Kerim'le buluşturan Kur'ân-ı Kerim'i hayatımızın merkezine oturtan çalışmalardır. Gayretleri için kendine teşekkür ederiz. 

Hocamız kur'an-ı Kerim'i asıl saadetteki gibi önce bilmek ilmini öğrenmek sonra ayetleri Tefekkür etmek ve bu vesileyle ayetlerle amel etmek sonu da tebliğ etmek çerçevesince çalışmaları sürdürmektedir. 

Fatihayı üç yöntemle bize çözmüş.

 Bunlardan birincisi Tahsis yöntemi. Aslında Allah'ın bizden muradının ne olduğunu anlamamızı sağlayan ve ayetleri içselleştirmemize yardımcı olan bir yöntemdir. 

İkinci yöntemde ise ne yapacağımızı veya ne yapmayacağımız ı Bir de farklı açıdan bakarak ayeti daha iyi Anlamaya çalışma çabasıdır

Dua ise Peygamber Efendimizin ayetlerle dua etmesinden örnek alınmıştır. 

A. Birinci Kısım

​​​

1. Rahman ve rahîm olan Allah’ın adıyla.

2. Hamd âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.

3. Rahman ve rahîm.

4. Din (hesap) gününün tek sahibi (olan Allah’a.)

a. Tahsîs Yöntemi

Allah’ım! bana sayamayacağım kadar çok nîmetler verdin. Biliyorum ki hem bu dünyâda hem de âhirette vereceğin daha nice nimetler var. Bunun için sana dâimâ şükretmeliyim. Bu şükrüm kalbimde şükran, dilimde zikir, bedenimde de ibâdet olmalı. Benim içimdeki ve dışımdaki âlemlerin Rabbi sensin. Rahmân ve Rahîm’sin. Hesap gününün tek sahibisin. Rab olarak her şeyi en güzel biçimde terbiye edensin. Beni de terbiye ettin, sahibim Sen’sin. Ben övülmeye lâyık olarak sâdece seni görmeliyim. Seni sevmeli ve seni övmeliyim. Rahmân ve Rahîm isimlerine sığınarak affını umuyorum. Hesap gününde ise verdiğin nimetlerin hesabını nasıl vereceğimi dâimâ mülâhâza etmeliyim. Rabbim! mademki kıyâmette bana yaptıklarımın karşılığımı vereceksin, o halde ben o güne hazırlanmalı, iyilikler yapmalıyım. Rahmân ve Rahîm olarak bana merhamet ettiğin gibi, ben de merhametli olmalı ve bana verdiğin nimetlerden muhtaçlara vermeliyim ki, senin bana vereceğin karşılık da rahmet ve mükâfât olsun.

b. Mefhum-i Muhâlif Yöntemi

Nankör insanlar nimetler içerisinde yüzerler, fakat nimetlere takılıp kalmışlardır. Onlar nimeti vereni düşünmezler. Bunun için de Allah’a şükretmezler. Hatta ellerindeki nimeti ya beğenmez, ya da az görürler. Kendilerindeki güzellik, sağlık, mal, bilgi ve başarı gibi nimetlerle gurura kapılırlar. Bu nimetlerin bir gün ellerinden alınacağını hesaba katmazlar. Onlar Allah’ın sevmediği insanlardır. Bu insanlar aynı zamanda Allah’ın yarattığı varlıklara baktıklarında veya o varlıklarla ilgili ilginç bilgiler okuduklarında, asıl sanatkârı unutup, sadece sanatı görürler. Onlar Allah’ın rahmetinden ümit kesmişlerdir. Kıyamet gününde verdiği nimetlerin hesabını soracağı bilincini de taşımazlar. Allah’ın verdiği nimetleri kendisi kazanmış gibi hareket ederek, ihtiyaç sahiplerini gözetmezler.

c. Duâ Yöntemi

Allah’ım! beni verdiğin nimetlerin kıymetini bilerek hamdeden kullarından eyle. Bu hamdimi kalp, dil ve âzâlarımla göstermeyi nasib eyle. Yarattığın eşsiz güzellikler karşısında güzellikleri değil, bu güzellikleri vâreden, asıl güzel olan Seni övmeyi nasîb eyle. Allah’ım sen çok merhametlisin, beni de merhamet ettiğin ve affettiğin kullarından eyle. Kıyâmet günü hesabımı kolay eyle. Allah’ım! sayısız nimetlerinden yararlanıp, sonra da sana şükretmeyen nankör kimselerden eyleme. Sadece dili ile sana şükredip, kalbi ve organları ile şükretmeyenlerden eyleme. Allah’ım senin eşsiz sanatını her gün gördüğü halde seni hatırlamayanlardan eyleme. Allah’ım! beni rahmetinle ve Rahîm isminle ile karşıla ve affet. Kıyamet günü nimetlerinin hesabını sorduğunda nankörlüğünden dolayı yüzü kara olanlardan eyleme.

B. İkinci Kısım

5. Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz.

a. Tahsîs Yöntemi

Öyle bir Allah’a inanıyorum ki, O âlemlerin rabbi, rahmân ve rahîm, ceza gününün sâhibidir. O halde ben kulluğumu sâdece Allah’a yapmalıyım. Nefsin sıradan istekleri, hevesler ve maddî imkânlar gibi gelip-geçici şeylerin kulu-kölesi durumuna düşmemeliyim. Bu konuda başarılı olmak için Allah’ın yardımına muhtaç olduğumu bilmeliyim. Topluca yapılması gereken ibâdetleri, müslüman kardeşlerimle birlikte yapmalıyım. Namazı gücüm yettiğince câmide kılmalıyım ki, bu âyetteki “Bizi…” şeklindeki duâm gerçekleşsin.

b. Mefhum-i Muhâlif Yöntemi

Allah’a îman etmeyenler, O’na kulluk etmezler. İnandığı halde Allah’tan gaflet içinde olanlar da, kulluk yapmakta tembellik ederler. Dâimâ sonraya erteleyerek ibâdetlerini yerine getirmekten kaçınırlar. Allah’a kulluk etmeyenler, Allah’tan başka her şeye köle olmaya adaydırlar. İsteklerine, geçici dünyâ zevklerine köle olmaktan kurtulamazlar. Allah’a kul olma hürriyetini elde edemezler. Kulluğu gerçekleştirmek ve devam ettirmek için Allah’tan yardım istemezler. Başkasından yardım gördüklerinde, bunun aslında Allah’ın yardımının bir sonucu olduğunu unuturlar.

c. Duâ Yöntemi

Rabbim! Rahmân ve Râhim, hesap gününün sâhibi olan Allah’ım beni sana kul eyle. Kulluğumu sâdece Senin için yapmayı nasib eyle. Allah’ım! sana kulluk etmeyenlerden, nefsinin isteklerinin, heveslerinin, maddî imkânlarının kölesi olanlardan eyleme. Allah’ım! bütün bunlarda başarılı olmak için yardımına muhtacım. Beni Sen’den başkasından medet umanlardan eyleme.

C. Üçüncü Kısım

6. Bizi dosdoğru yola ilet.

7. Nimetine erdirdiklerinin yoluna; gazaba

uğramışların, doğrudan sapmışların yoluna değil.

a. Tahsîs Yöntemi

Rabbimden dâimâ doğru yolda, İslam yolunda olmayı istemeliyim. İslâm Allah’a teslim olmak, itaat etmek olduğundan ben de, Allah’a kendimi teslim etmeliyim. İslâm yolunda ilerledikçe Cennet’e yaklaşırım. Bunun için her işimde doğru bir şekilde olmaya, Allah’ın rızasına uygun davranmaya çalışmalıyım. Kendime, Rabbimin lütuf ve ikrâmına mazhar olmuş kimseleri rehber edinmeliyim. Kendime birilerini örnek alacaksam bunlar, kesinlikle Allah’ın nimet verdiği peygamberler, sıddîklar, şehitler ve salih kişiler olmalıdır. Bunun için onların hayatlarını okumalı, güzel sözlerinden dersler çıkarmalıyız. Başta Yahûdîler olmak üzere müşrikler gibi, Rabbimin gazab edeceğini düşündüğüm kimselerin ve başta Hıristiyanlar olmak üzere münâfıklar gibi doğru yoldan sapmış olanların yaptıkları yanlışları kendime örnek almamalıyım.

b. Mefhum-i Muhâlif Yöntemi

İnsanların bir kısmı Allah’ın gönderdiği son dîne uymazlar. Kendilerini Allah’a teslim etmezler. Bu yüzden yanlış yoldadırlar. Onlar türlü türlü bozuk inançlara sahiptirler. Gidişatlarının doğru olup olmadığını iyice araştırmazlar. Körü körüne yanlışta ısrar ederler. Bir kısmı peygamberlerin yoluna uyacaklarına peygamberler arasında ayırım yaparlar. Allah’ın gazabını hak edecek isyanlarda bulunurlar. Kendileri doğru yoldan saptıkları gibi, başkalarını da peşlerinden sürüklerler.

c. Duâ Yöntemi

Rabbim beni dâimâ doğru yolda, İslam yolunda eyle. Sana teslim olanlardan ve itaat edenlerden eyle. Doğru yolda bir ömür boyu ayaklarımı sabit kıl. Kendilerine nimet verdiğin peygamberler, sıddîklar, şehitler ve salih (iyi) kişileri örnek almayı, onlar gibi yaşamayı nasib eyle. Gazabına uğrayanlar ve sapıtmışlar gibi inanmaktan ve davranmaktan beni koru. Allah’ım beni yanlış yolda gidenlerden eyleme. Sana teslim olmam gerekirken şeytana uymaktan beni koru. Bozuk inançlara sahip olmaktan, körü körüne yanlış yolda olanları taklit etmekten sana sığınırım.

Veysel Akkaya

Güncelleme Tarihi: 01 Haziran 2021, 14:45
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER