Mersin Barosu Başkanı Ali Er, Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK) kalıcı olmaması ve kanunları yok etmemesi gerektiğini söyleyerek, “Yargılama yapılırken adaletten, hukuktan şaşmamalı, adil yargılama, insan hakları gibi hukukun temel ilkeleri ihlal edilmemelidir. Avukatların müvekkilleriyle görüşmelerine engel oluşturacak kısıtlamalar olmamalıdır” dedi. 

Mersin Barosu’nun 8-9 Ekim 2016 tarihlerinde yapılan genel kurulunda göreve gelen yeni yönetimi, Mersin basınıyla tanışma toplantısında bir araya geldi. Yeni Baro Başkanı Ali Er’in ev sahipliğinde, yeni Yönetim Kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantı, Mersin Barosu Sosyal Tesisleri’nde yapıldı.



“Etkin ve hizmet odaklı bir baro olacağız”

Toplantıda, yeni dönemde hayata geçirecekleri çalışmalar ve Türkiye gündemine ilişkin görüşlerini paylaşan Baro Başkanı Er, avukatların sorunlarından KHK’lere ve Başkanlık Sistemi’ne kadar birçok konuda mesaj verdi. Yaklaşık bir ay önce yapılan Mersin Barosu Genel Kurulu’nda meslektaşlarının teveccühü ile bu onurlu göreve getirildiklerini vurgulayan Er, bundan sonra tüm meslektaşlarının temsilcisi olacaklarının altını çizdi. Baronun, avukatlık mesleğinin sorunlarını çözme yolunda güçlü bir meslek örgütü ve toplumsal olalar karşısında söz söyleyecek en önemli sivil toplum kuruluşu olduğunu dile getiren Er, “Ben ve çalışma arkadaşlarım, meslektaşlarımızın sorunlarının çözümünde daha etkin ve hizmet odaklı bir baro olacağız. Avukatı ve mesleğimizi yeniden güçlü kılabilmek için var gücümüzle çalışarak meslektaşlarımızı mahcup etmeyeceğiz” diye konuştu.



“Avukatların sorunları artarak devam ediyor”

Mersin genelinde bin 752 avukat ve 143 stajyer avukat bulunduğu bilgisini veren Er, avukatların sorunlarının her geçen gün artarak devam ettiğini söyledi. Vatandaşların hukuki sorunlarının çözümü için avukata başvurması konusunda bilinçlenmesi ve bu konuda toplumda farkındalık oluşturulması gerektiğini ifade eden Er, “Baromuz, adli yardım hizmetleri adı altında vatandaşlarımıza ücretsiz avukatlık hizmeti vermektedir” diyerek, bu hakkın vatandaşa duyurulması noktasında basın mensuplarından destek istedi.

Baro seçim sürecinde meslektaşlarına birçok vaatte bulunduklarını da anımsatan Er, bu çerçevede söz verdikleri sosyal tesis konusunda gerekli girişimlerde bulunduklarını, yer konusunun hemen hemen çözüme kavuştuğunu dile getirdi. Er, Erdemli Adliyesi’ne bu ay sonunda ihaleye çıkılıp yapımına başlanacağını bildirdi.

Er, öte yandan, toplumsal olaylar karşısında, özellikle kadın, çocuk ve avukat hakları ihlallerinde Mersin Barosu komisyonlarının aktif olarak rol alacaklarını kaydetti.

Türkiye’nin zor bir dönemden geçtiğine dikkat çeken Er, devletin tüm birimlerinin ve insanların terör örgütleriyle mücadele verdiklerine işaret etti. Bu zor dönemde basın mensuplarına ve avukatlara da çok önemli görevler düştüğünün altını çizen Er, “Basın, özgür ve tarafsız olarak, avukatlar da her türlü baskıdan uzak, hukukun kendine vermiş olduğu güvence içerisinde hür iradesiyle görevini yerine getirebilmelidir. Umarım güzel ülkemiz süratle normalleşme sürecine girecektir” ifadelerini kullandı.



“KHK’ler kalıcı olmamalı, kanunları yok etmemeli”

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL döneminde çıkarılan KHK’lere de değinen Baro Başkanı Er, bazı uyarılarda bulundu. “KHK’ler kalıcı olmamalı, kanunları yok etmemelidir” diyen Er, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Yargılama yapılırken adaletten, hukuktan şaşmamalı, adil yargılama, insan hakları gibi hukukun temel ilkeleri ihlal edilmemelidir. Avukatların müvekkilleriyle görüşmelerine engel oluşturacak kısıtlamalar olmamalıdır.”

Özellikle gözaltı ve tutuklanma sürecinde avukatların müvekkilleriyle görüşmelerine bazı sınırlamalar getirildiğini aktaran Er, bunun olmaması için çalışmalar yaptıklarını ifade etti. KHK’lerin geçici olarak başvurulan bir yol olduğunu vurgulayan Er, “Avukatların bu süreçte müvekkilleriyle görüşmelerinde sıkıntı yaşanıyor. Bu konuyla ilgili olarak biz hassasiyetlerimizi daha önce dile getirdik. Olmaması gerekiyor. Avukat hür iradesiyle müvekkili ile görüşmesi lazım. Hukuk, insan hakları ve adil yargılama burada mutlaka devreye girmeli. Bununla ilgili girişimlerde de bulunduk. Yaşanan sıkıntıları takip ediyoruz ve takip etmeye de devam edeceğiz” dedi.

Türkiye’nin son dönemdeki ana gündem maddelerinden biri olan ‘Başkanlık Sistemi’ tartışmaları ile ilgili görüşlerini de dile getiren Er, parlamenter sistemde yasama, yürütme ve yargı bağımsızlığı olduğunu belirtti. Başkanlık sisteminin birçok ülkede uygulanan bir sistem olduğunu belirten Er, şunları söyledi: 

“Bu sistemin içerisinde de yargı bağımsızlığı var, ancak yürütme yetkilerinin birçoğunun başkanda toplanacağı bir sistemdir. Bu konuda toplumsal ve siyasi mutabakat sağlanarak, hukuk devleti ilkesine bağlı kalınan, yargı bağımsızlığının da sağlandığı bir sistem olmalıdır.”