Mersin Halk Ekmeğe Talip Var

Büyükşehir Belediyesi’nin Halk Ekmek Fabrikası’nın da zarar ettiğini öne süren Fuat Akbaş, fabrikayı kara geçirecek şekilde işletmeye talip olduklarını bildirdi.

Mersin Halk Ekmeğe Talip Var

 Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 33 No’lu Gıda ve İçecek Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Fuat Akbaş, hem girdi maliyetlerinin yüksekliği hem de haksız rekabet nedeniyle sektörün sıkıntılı günler yaşadığını belirtti. 

MTSO Gıda ve İçecek Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Akbaş, yazılı bir açıklama yaparak, sektörün yaşadığı sıkıntıları anlattı. Sektörün zor günlerden geçtiğini ifade eden Akbaş, sorunların çözümü için güç birliğine gidilmesi gerektiğine dikkat çekerek, sektöre birlik çağrısı yaptı. Sektörde yaşanan en büyük sorunun maliyet artışları olduğunu dile getiren Akbaş, temel girdi kalemleri olan unun fiyatlarının geçen yıldan bu yana yüzde 30’un üzerinde arttığına işaret etti. Ayrıca işçilik maliyetlerinin her geçen gün yükseldiğini kaydeden Akbaş, “Maya, yakıt gibi kalemlere baktığımızda yüzde 25 zam yapıldı. Bu kadar artış olmasına rağmen biz ekmeğe zam yapamıyoruz ve sektör temsilcilerimiz büyük zorluklar yaşıyor” dedi.

“Ruhsatsız pide fırınları haksız rekabete neden oluyor”

Artan fiyatlarla mücadele edebilmek adına sektör temsilcilerinin ürün çeşitlemesine gittiğini bildiren Akbaş, bunun da yeterli sonuç getirmediğini, kepekli, tam buğday, çavdar, yulaflı ekmeklerin tüketimi son zamanlarda artsa da ana tüketim maddesi olan somun ekmek satışı ile rekabetin mümkün olmadığını vurguladı. Sektörde harsız rekabet oranlarında da artış yaşanmaya başladığını belirten Akbaş, “Özellikle son dönemlerde kentimizde pide satışlarında ciddi artışlar yaşanıyor. Hemen her köşe başında ruhsatsız pide fırınları açılmaya başladı. Bu durum sektöre ciddi zararlar veriyor. Denetimler artırılarak bu sorunumuz çözümlenmeli. Son zamanlarda artan maliyetler üretici üzerinde büyük bir yük oluştururken bir de haksız rekabet ile mücadele etmek, durumu daha da zorlaştırıyor” ifadelerini kullandı.

“Güç birliği ile kompleks mekanlar açarak Mersin markası oluşturabiliriz”

Sıkıntıların çözümü için güç birliği önerisinde bulunan Akbaş, özellikle büyük alışveriş merkezlerinin kendi unlu mamullerini üretmelerinin sektörde endişeye neden olduğunu aktardı. Mersin’de her mahallede 5-6 tane pide fırını açılmasının yanı sıra artık halkın alışveriş alışkanlıklarının da değişmeye başladığını dile getiren Akbaş, şöyle devam etti: “Günümüzde alışverişin büyük bölümü AVM’lerden yapılıyor. Özellikle AVM’ler içinde yer alan büyük marketler kendi unlu mamullerini, ekmeklerini de üretiyor. Bu durum fırıncılık sektörünü sekteye uğratıyor ve sektörün geleceğine dair endişe uyandırıyor. Komite olarak bu sorunun çözümünü güç birliğine gitmekte görüyoruz. Belki tek bir fırın sahibi kompleks bir yer açamaz ama güçlerimizi birleştirip kentte her türlü unlu mamul çeşidinin, tatlı çeşitlerinin bir arada satıldığı, insanların alışveriş yapmanın yanı sıra oturup dinlenebildikleri, çocuklarının oyun oynayabildiği geniş, nezih mekanlar açabiliriz. Güçlerimizi birleştirirsek Simit Sarayı benzeri, farklı bir konsept ile Mersin markası oluşturabiliriz. Önümüzdeki süreçte çalışmalarımızı bu doğrultuda yoğunlaştıracağız. Bugün güç birliğine giden firmaları devlet de destekliyor ve KOSGEB başta olmak üzere birçok kurum çeşitli destekler veriyor. Bu birlikteliği sağlayarak hem yaşanan sıkıntılı ortam içinden çıkabileceğimize hem de diğer sektörlere örnek teşkil edebileceğimize inanıyorum.”

“Halk Ekmek Fabrikası’nın işletmesi özel sektöre verilebilir”

Öte yandan, güçlerin birleştirilmesiyle mevcut imkanların da daha iyi değerlendirilebileceğinin altını çizen Akbaş, bu çerçevede Mersin Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek Fabrikası’na talip olduklarını belirtti. Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilen Halk Ekmek Fabrikası’nda 80 kişilik bir ekibin günlük 17 bin civarında ekmek ürettiğini ifade eden Akbaş, şunları kaydetti: “Bu hesapla bir ekmeğin maliyetinin 1,60 TL’ye mal edildiğini, ancak 60 kuruşa satıldığını görüyoruz. Yani bu işletmenin maalesef şu anda zarar ettiğini düşünüyoruz. Oysa bu işletmede maliyetin çıkarılabilmesi için günlük 100 bin ekmek üretilmesi, kara geçilebilmesi için de yaklaşık 200 bin ekmek üretilmesi gerekiyor. Komite olarak önerimiz, bu fabrikanın işletmesinin özel sektöre verilmesi. İmzalanacak bir protokol ile çok sayıda fırın işletmesi bir araya gelip burada üretim yaparak günlük 200 bin adetin üzerinde ekmek üretimi sağlayabileceği gibi belediyenin ihtiyaç duyacağı günlük yaklaşık 20 bin adetlik ekmeği de istenilen fiyatlarla belediye satış noktalarına ulaştırabilir. Bu durumda hem halk uygun fiyatlarla ekmek tüketmeye devam edecek hem üretici kazanacak hem de belediye amacına ulaşacaktır. Aksi halde bu şekilde zarar edilmeye devam edilirse projenin uzun sürmesi mümkün gözükmüyor.”

“Buğday üretimi desteklenmeli”

Temel besin maddesi olan ekmeğin üretim maliyetlerinin azaltılması yönünde de çalışma yürütülmesi gerektiğini kaydeden Akbaş, un maliyetlerinin azaltılması ve ithal buğdayın önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı. Çiftçinin para kazanamaması nedeniyle buğday ekiminden uzaklaştığına işaret eden Akbaş, “Çiftçinin desteklenmesi şart. Ana tüketim maddelerinde dışa bağımlı olmamalıyız. Buğday ithal edilince un sanayicisi, maliyetindeki artışı doğrudan fiyatlarına yansıtıyor. Yerli üretim desteklenirse bu sorunun önüne geçilecektir” dedi.

Mersin’de su fiyatlarının da pahalı olduğunu öne süren Akbaş, elektrikte olduğu gibi su aboneliklerinde de yeni indirimli bir tarife uygulanmasını beklediklerini bildirdi.

Sektörde yaşanan değişimin, fırınların yavaş yavaş kapanmasını beraberinde getireceğine dikkat çeken Akbaş, sözlerini şöyle tamamladı: “Önümüzdeki süreçte satışların daha çok AVM’ler içine ya da kompleks büyük tesislere kayacağına, bakkallar gibi bir süre sonra fırınların da işlevini yitireceğine inanıyorum. Tedbirimizi şimdiden almamız şart. Üstelik alttan yetişen fırıncı da çok fazla değil. MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı olarak dönem dönem fırıncılık ve pastacılık eğitimleri vermemize rağmen istediğimiz sonuçları alamıyoruz. Bu nedenle güç birliğine gitmek kaçınılmaz gözüküyor.”

Güncelleme Tarihi: 30 Ocak 2017, 19:52
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER