Hollywood’da 2012 heyecanı

Prometheus, The Dark Knight Rises, Dark Shadows, The Bourne Legacy, Ice Age 4... İşte 2012'in en heyecan verici gişe canavarları...

Hollywood’da 2012 heyecanı

Kimileri hala kıyamet beklentisinde midir bilemiyorum ama Hollywood 2012’den fena halde umutlu. Tabii bu umutlar tamamen işin ticari kısmıyla ilgili. Zaten Hollywood uzunca bir süredir işin bu kısmına diğer başka kısımlarından çok daha fazla önem verir durumdaydı ya, konumuz bu değil, onun için uzatmıyorum. Gelelim 2012 ile ilgili umutların dayanklarına.

Bu dayanaklar elbette bu yıl vizyona çıkacak filmler. Geçen yıl sinema tarihinin en karlı serisi Harry Potter’ın sona erişiyle Hollywood box officelerinde ciddi bir boşluk doğduğunu düşünenler haksız değiller elbette ama bu yıl bir şekilde Amerikan film sektörü son yılların en güçlü atağını yapıyor. Şu ana kadar vizyona çıkan yapımlara bir bakalım isteseniz. 2011’in son haftalarında gösterime giren Mission: Impossible - Ghost Protocol’u saymazsak (ki film şu ana kadar yaklaşık 700 milyon dolar kazandı) yılın ilk büyük hiti The Hunger Games oldu. Sadece bir ay içinde 500 milyon dolar gibi yüksek bir gişe hasılatı yakalayan film yapımcılarının yüzünü kara çıkarmadı.

Başroldeki Jennifer Lawrence’un riskli bir seçim olduğunu düşünenler çok da haksız değildi belki (ne de olsa çok az kişini izlediği bağımsız bir film olan Winter’s Bone ile tanınmış ve ardından da yüzünün çoğu zaman doğru dürüst görünmediği X-Men: First Class’ta oynamıştı) ama Lionsgate’in oynadığı kumar işe yaradı ve sinema dünyası yeni bir yıldız kazandı. Gerçi şahsen Jennifer Lawrence’ı oyunculuğunu daha derinlemesine (ne demekse ?) sergileme fırsatı bulabileceği bağımsız filmlerde görmeyi yeğlerim ama 21 yaşındaki oyuncu The Hunger Games’te canlandırdığı Katniss Everdeen karakterinde o kadar başarılı bir performans ortaya koydu ki saygın sinema yazarları Katniss’i yeni çağın en güçlü kadın karakterleri arasında görüp sağlam makaleler yayınladılar. Öte yandan The Hunger Games’in yeni Twilight olacağını öngörenler de haklı çıktılar.

Bana sorarsanız Twilight ile karşılaştırılmak hiç matah bir şey değil ama sektörde “çadır direği” diye tabir edilen böylesi yapımların varlığı elzem ve hiç değilse The Hunger Games yeniyetme vampirlerin bayıcı aşk hikayelerinden biraz daha manalı bir şeyler anlatıyor.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER