Tarım Bakanı Mehdi Eker Mersin'de

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, halkın ilk kez doğrudan seçeceği cumhurbaşkanının siyasi bir şahsiyet olması gerektiğini belirterek, “Beklerdim ki, muhalefet partileri bunu çıkarabilsinler. Ama bula bula temeli olmayan bir binanın muhayyel, yani hayal ürünü bir çatısını oluşturmaya kalkıştılar” dedi.

Tarım Bakanı Mehdi Eker Mersin'de
Bakan Eker, Alata Tarımsal Biyoteknoloji ve Bahçe Bitkileri Islahında İleri Teknoloji Uygulamaları ve Referans Merkezi’nin açılışını yapmak ve bir dizi ziyaret gerçekleştirmek üzere Mersin’e geldi. Mersin programına, sabah HiltonSA Oteli’nde gerçekleştirilen Genç MÜSİAD Başkanları Çalışma Kampı ve Türkiye Sektör Kurulları Genişletilmiş İstişare Toplantısı’na katılarak başlayan Eker’e, Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, AK Parti Mersin Milletvekilleri ve Genç MÜSİAD Genel Başkanı Faruk Akbal eşlik etti.

Bakan Eker, toplantıda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve son dönemde Türkiye’ye yönelik saldırılara ilişkin önemli mesajlar verdi. Türkiye’nin son 12 yılda birçok alanda önemli değişim ve dönüşüm hamleleri ortaya koyduğuna işaret eden Eker, nüfusunun önemli bir kısmının 30’lu yaşlarda olmasının büyük bir değer ve zenginlik olduğunun altını çizdi. Türkiye son 12 yılda istihdamını önemli oranda artırdığını, milli gelirini 230 milyar dolarlardan 820 milyar dolarlara çıkardığını dile getiren Eker, “Bu, dünyada kalkınma tarihinde rekor denilebilecek bir sıçramayı gösteriyor. Bu kadar bir zaman dilimi içinde milli gelirini bu kadar artıran çok az millet vardır. Türkiye bunlardan birisidir. Kişi başı gelir 3 bin dolarlardan 10 bin 500 dolarlara çıktı. İhracat 36 milyar dolarlardan 151,9 milyar dolara çıktı. Bu da önemli bir gelişme. Ama bunları yaparken Türkiye, enflasyonunu da yüzde 30’dan yüzde 7-8’lere düşürebilmiş bir ekonomik performans ortaya koymuştur. 11 yılda ortalama büyümemiz yüzde 5. Dünya 2008’den itibaren hala etkilerinden kurtulamadığı, bölgesel olarak yer yer birçok ülkenin içinde debelendiği bir ekonomik kriz yaşadı ama tüm bu ekonomik krizlere rağmen Türkiye kendi reçetelerini uygulayabilen, kendi ayakları üzerinde durabilen, kendi politikalarını geliştirebilen ve IMF gibi kuruluşlara da borcunu ödemiş, tamamlamış. Bunun sembolik değeri şu; bu ülkenin yöneticileri, siyaset kurumu, devlet yönetimi artık kendi yarasını tedavi edebilecek bilgi ve hikmete ulaşmış demektir. ‘Ben kendi reçetemi yazabilir ve kendi tedavimi gerçekleştirebilirim’ demektir. Doğru yorumlamamız gereken husus bu” diye konuştu.



“TÜRKİYE BÖLGESEL GÜÇ OLMASI NEDENİYLE HEDEF HALİNE GETİRİLDİ”

Türkiye’nin bu sıçramasına, bölgesel güç ve model olma durumuna karşı çıkacakların olacağına dikkat çeken Eker, Ortadoğu’da özellikle Arap Baharı’yla birlikte gelişen süreçte Türkiye’nin ekonomik olarak gücünü sürekli geliştirmesinin, kendi iç meselelerini çözebilecek iradeyi ortaya koymasının birilerini rahatsız ettiğini söyledi. “Türkiye’yi bu nedenle hedef haline getirdiler” diyen Eker, şöyle devam etti: “Hükümeti istikrarın kurumu olarak kabul edip oraya saldıran ve Türkiye’nin siyasi istikrarının gerçekte sembol ismi olan Başbakana yönelik saldırıların altında da bu var. İki türlü mesele, biri Türkiye’nin düzenli bir şekilde istikrar içerisinde büyümesi ve büyük projeleri başlatması, 3. köprü gibi, havaalanı gibi büyük projeler, nükleer enerji aşamasına geçiyor olması, silahlarını artık üretecek noktaya gelmesi, tüm bunlar rahatsız etti.”



“TÜRKİYE’NİN SORUNUNU ÇÖZÜMÜNDE ÇÖZÜM SÜRECİ GELİŞTİRMESİ RAHATSIZ ETTİ”

Bütün bunlar son derece önemli olduğunu, ancak Türkiye’nin tüm bunlara paralel olarak bir başka projeyi hayata geçirdiğini vurgulayan Eker, “Türkiye’nin tarihinin en kanlı, en can yakıcı problemi, on binlerce vatandaşın ocağının sönmesine yol açan, annelerin yüreğini yakan Kürt sorununun çözümünde, bununla baş etmede Türkiye’nin iç barışı temin edecek şekilde bir çözüm süreci geliştirmiş olması da aynı şekilde rahatsız etti. Niye? Çünkü Türkiye’nin model olması, kendi meselelerini çözebilmesiyle mümkün. Kendi iç meselesini barışçı yöntemlerle çözebilme iradesine, gücüne, bilgisine, hikmetine sahip olan bir ülke model olabilir. Bir yandan ekonomisini büyütüyor bir yandan kendi sosyal meselelerini çözebiliyor, toplumsal barışını sağlıyor. Bu, hükümetimize ve Sayın Başbakanımıza yapılan saldırıların en önemli sebeplerinden birisidir” şeklinde konuştu.



“ZALİM REJİMLER ORTADOĞU’YU KAN GÖLÜ HALİNE GETİRDİ”

Ortadoğu’da yaşanan karışıklıklara da değinen Eker, Ortadoğu’daki gelişmeleri ibretle izlediklerini kaydederek, “Ortadoğu 100 yıllık bir mesele. 100 yıldır Ortadoğu’ya barış, sükun ve huzur gelmedi. Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması böyle bir süreç getirdi. Kürt meselesi de bunun sebepleri içerisindedir. Halkın değerleriyle barışık olmayan, halkın medeniyet değerleriyle örtüşmeyen zalim rejimler ve onların bir takım uygulamaları Ortadoğu’yu maalesef kan gölü haline getirdi. Tam da bizim medeniyet değerlerimize ihtiyaç duyulan bir ortamda bu medeniyet değerlerine sahip çıkan bir hükümetin başarılı uygulamaları gündeme geldiğinde tüm Ortadoğu ülkelerindeki halkların tamamının Türkiye’yi işaret ettiği bir süreçte bu kez Türkiye’ye dönük istikrarsızlaştırma, tahrip etme, provokasyonları, saldırıları, komploları söz konusu oldu. Tüm dikey, paralel ne kadar Türkiye aleyhine, hükümet aleyhine yapı, örgütlenme, tuzak tezgah varsa bu süreçte ortaya çıktı. Milletimiz engin basiretiyle bunu çözmesini, bunu görmesini bildi ve bunlara da prim vermedi. Bu mücadele devam ediyor” ifadelerini kullandı.



“TEMELİ OLMAYAN BİR BİNANIN HAYAL ÜRÜNÜ ÇATISINI OLUŞTURMAYA KALKIŞTILAR”

Konuşmasında Cumhurbaşkanlığı seçimine değinen ve muhalefeti çatı aday çerçevesinde eleştiren Bakan Eker, Türkiye’nin önünde bir seçim olduğunu ve Türkiye’de ilk defa halkın doğrudan cumhurbaşkanını seçeceğini vurgulayarak şunları söyledi: “Bu, ilk defa cumhurun, halkın doğrudan kendi eliyle seçilecek ilk cumhurbaşkanı olacak. Ve elbette ki, bunun bir siyasi şahsiyet olması gerekiyor. Halkın seçtiği, halka hizmet edecek, 5 yıl süreyle Türkiye Cumhuriyeti’ni doğrudan halktan aldığı yetkiyle yönetecek birinin elbette ki siyasi tecrübesi, birikimi, hizmet tasavvuru, medeniyet tasavvuru önemli. Bugün kendileri, kendi içlerinden bir siyasi geçmişi olan, siyasi hizmet alanında birikimi, tecrübesi olan birini beklerdim ki muhalefet partileri bunu çıkarabilsinler. Ama bula bula temeli olmayan bir binanın muhayyel, yani hayal ürünü bir çatısını oluşturmaya kalkıştılar. Biz milletimizin önüne sandık konduğunda bunu en iyi şekilde değerlendireceğine olan inancımızı muhafaza ediyoruz. Biz de günü geldiğinde AK Parti olarak adayımızı açıkladığımızda millet Türkiye’de gerçekten bundan sonraki süreçte Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetecek olan cumhurbaşkanı adayının hangi bizim tasavvurumuzla, hangi vasıflara sahip olduğunu, millet değerleriyle nasıl barışık olduğunu, milletin içinden milletle birlikte yürüdüğünü inşallah biz birlikte görmüş, değerlendirmiş olacağız.”
Güncelleme Tarihi: 23 Haziran 2014, 13:03
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER