TBMM'NDE BİR GÜNÜM

Biliyorsunuz Salı günleri partilerin gurup toplantıları olmakta. Bu Salı kalktım o günümü meclisi izlemeyle geçireyim ve katılabildiğim toplantılara da katılayım dedim. Toplantıları izlemek üzere saat 10 gibi Demetevleri’nden metroya bindim.
Tabi yeri gelmişken şunu da belirteyim; metro toplu taşıma için harika bir durum. 8-10 durak, 15-20 dakika demeden Kızılay’a sizi ulaştırıyor. Kızılay’da metrodan inip otobüse binip Meclis’in Dikimevi kapısında indim.

10.30’da MHP’nin gurup toplantısına katılmayı düşünmüş olmama rağmen zaman olarak yetişemedim. 11.30’daki Ak Parti toplantısını izleyebilmek için, Mersin milletvekillerinden birinin referansı ile içeri girme şartıyla, Hacı Özkan, Zeynep Gül Yılmaz ve Ali Cumhur Taşkın’a ulaşmak üzere aradım ve birilerinin talebimi kabul etmesiyle gerekli güvenlik kontrolü sonucu ziyaretçi kartını alıp, Ak Parti’nin toplantısına ulaştım. Ancak vekillerin birinin danışmanı toplantıyı izlemeye gelenler çok erkenden geliyorlar ve bu saatte yer bulamazsınız demişti. Gerçekten tüm koltuklar dolmuştu. Buna rağmen yaşım gereği üst katta oturacak bir koltuk bulundu. Ve beklemeye başladık. Reis gelip konuşacak ve bende izleyip yazıma konu bir şeyler tespit edip sizlerle paylaşacağım düşüncesiyle beklemeye devam ettik. Tabi bir söz vardır “tekkeyi bekleyen çorbayı içer” hesabı sabırla çorba içmek için bekledim.

12.15 gibi Reis geldi. Tabi herkes ayakta ve alkışlarla karşıladı. Misafir yerlerinde değişik yerlerden heyet halinde gelmiş guruplar vardı ve sunucu kişi onları gurubumuzda bulunan/katılanlar olarak isim isim takdim etti.
Başka konuşmacı olmadan direk Tayip Erdoğan kürsüye geldi ve haftalık toplantı konuşmasına başladı.

Konuşmasını ayakta kürsüye ellerini koyarak yaptı. Zaman zaman heyecanlı ve önemli diyebileceğimiz, Erdoğan’ın vurguladığı yerlerde alkışlar uzun süre susmadı.

Birçok konuya değinmiş oldu. Benim tespitlerimden biri mahalli seçimlerdi. Diğer üzerinde durduğu konu da Suriye ve ona bağlı olarak Trump’un söylemleri ve çekilme idi.
Donald Trump sosyal medyada Twitter hesabı üzerinden sert bir uyarıda bulunmuştu. Suriye’de son kalan İŞİD bölgesini vurmaya devam ederek çekilmeye başlayacaklarını ifade etti. Ve Türkiye için de şöyle demişti: “Eğer Türkiye Kürtleri vurursa, Türkiye’yi ekonomik yönden mahvederiz”  ifadesini kullanmıştı.

Tayip Erdoğan Salı toplantısında bu konuya değişik açılardan değindi. Ortadoğu’ya Batı tarafından uygulanan saldırıların önlenebilmesi ve kendi sınır güvenliğimiz için çok önemli tedbirler almak durumundayız. Ve bütün ülke vatandaşlarını kapsayacak tedbirlerin alınması gerekmektedir.

Salı toplantısında Erdoğan “Türkiye Kürt kardeşlerimizin de devletidir. Türkiye, sınırları içindeki tüm vatandaşlarının, sınırları dışındaki tüm kardeşlerinin hamisi değil bizatihi kendi ülkesidir, kendi vatanıdır” dedi. Başkan Erdoğan’ın “Sınırları içindeki ve sınırları dışındaki” söylemi yeni bir tanımlamayı gösteriyor.

Satırbaşlarından bir başka bölüm şöyle:
“Suriye meselesinde son dönemde önemli kazanımlar elde ediyoruz. Tüm dünyaya sesleniyorum; Ülkemize gelen tüm mültecilere kapılarımız açık, biz teröristlere kapımızı kapattık. Teröristleri bu ülkede asla barındırmayacağız. Bunu herkesin bilmesi lazım. Terörle el ele gezemeyiz. Sınırlarımızın dışında da onları açtıkları çukurlara gömeriz.

Diğer bir konu mahalli seçimlerdi. Sizlerle bu konudaki bazı satırlarını sizlerle paylaşalım istiyorum. Her il ve ilçede birden fazla aday adayı vardı. Birçok il ve ilçe adayları Ak Parti’den ya da Cumhur İttifakı ismiyle MHP’den belirlendi. Aday olamayanlar için şöyle dedi: “Mahalli seçimlerle ilgili hazırlıklarımızı hızlı bir şekilde sürdürüyoruz. Parti içinde süren yarış bir demokrasi yarışıdır. Tüm arkadaşlarımızın teşkilatlarımızın etrafında kenetlenmesini istiyorum.”

Tayip Erdoğan’ın birlik beraberlik konusuna çok önem verdiğini şu sözleriyle daha iyi anlıyoruz. Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:” Daha önce ifade ettim. Kendisi veya istediği birisi aday olamadı diye partimize tavır alan kişi bizim gözümüzde hiçbir zaman Ak Partili olamamış, olmamış demektir. Bunların hepsini de günü geldiğinde değerlendirmek üzere bir kenara koyuyoruz. Biz bugüne kadar egosunun değil davasının peşinden gidecek gönül erleriyle yürüdük aynı şekilde de devam edeceğiz. Hangi görevde kime tevdi edileceği nasip işidir. Geçmişte vekil olan, MYK üyesi arkadaşlarımızdan bugün büyükelçi olan, belediye başkanı adayı olanı var.”.

Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye Cumhuriyeti bu ülkede yaşayan herkesin devletidir. Biz asla ayırımcılıklara müsaade etmedik, etmeyiz. Kürt kardeşlerimize sesleniyorum, bu oyuna gelmeyin. PKK’nın desteğindeki terörden beslenen siyasi partilere, onların yandaşlarına oylarınızı vererek zayi etmeyin.”

Konuşmasını bitirdi ve milletvekillerinin tarafından bir ses duyuldu. Erdoğan eliyle gel diye birkaç kez işaret etti. Ve bir kız çocuğu ya da minyon tipli bayan yanına kürsüye çıktı, elini öptü ve Erdoğan kucaklayarak birlikte resim çektirdiler. Böylece toplantı dağıldı.
TBMM’ndeki bir günümüzün yarısı böyle geçti. Diğer yarısını da Mersin milletvekilleriyle tamamladım. Günümün ikinci yarısını nasıl geçti yarın karşınıza getirmek üzere;
Hoş kalın. 17 Ocak 2019, Ankara. İsmet Kadıoğlu.

YORUM EKLE