MERSİN AK PARTİ ve CHP de KONTENJAN TEHLİKESİ…

 Diğer CHP aday adayı Fikri Sağlar ise “yeni”  nitelemesine uymasa da, bazıları gibi eskimiş ve başarısız değil. Şu anda her türlü birikimiyle en verimli döneminde bir siyasetçidir. Mutlaka, yapısı itibarı ile öncelikli olarak  siyasi geleceğinde önce  Mersin’e hizmeti gözetecektir. Ayrıca şimdiki milletvekilleri gibi doğru /yanlış her türlü eylemin ön safında yer almayacak olgunlukta bir entelektüel donanıma sahiptir..

 

Kontenjan aday adayı “eski” Büyükşehir Belediye Başkanı’nın Genel Merkez tarafından aday olarak gösterilme mecburiyeti gibi bir manzara görünüyor. Kendi partisinde de büyük tepki toplayacağı açık olan bu başarısız ismin, yerel seçimlerdeki dramatik yenilgiye rağmen aday gösterilmesinin CHP’ye Mersin’de bir milletvekilliğine mal olabileceğini anlamak için çok da büyük siyasi bir akla gerek yoktur. Yerel seçimi bu adayın dışında herhangi bir adayla kazanma şansı olan CHP Genel Merkez Yönetimi, her ne hikmetse ve adeta bilerek aynı adayda ısrar etti. Bu adaydan dolayı CHP’ye oy vermeyen çok sayıda partili, genel seçimde de aynı eğilimde olabilirler. Bunlar açıkça ortadayken,  neden kontenjandan yararlanma ihtimali ciddi olarak konuşulmaktadır? Herhalde Genel Merkez’le bu kişi arasında tahminlerimizin ötesinde bir bağ söz konusudur; ya da Genel Merkez aynı kişide 15 yıl boyunca Mersin halkının farkına varmadığı bir cevher bulmuştur.

Sonuç olarak, bu eski belediye başkanının bizim anlayamadığımız nedenlerle  milletvekili yapılması gibi bir mecburiyet varsa, başka bir ilden kontenjan adayı olarak konsa bile, bu karar Mersin’de CHP’yi olumsuz yönde etkileyecektir.

 

Kavgacı, her projeye itiraz eden, eylemlerin içerisinde olan milletvekilleri yerine uzlaşmacı, diğer parti milletvekilleri ile Mersin’in yararına konularda güç birliği yapacak ve önceliği Mersin olan CHP milletvekillerine ihtiyacımız var.

Genel Merkez artık günümüz anlayışında ve özellikle Mersin’in yapısında yadırgayacağımız ırk, mezhep, yöre anlayışına göre bir kontenjan adayı koyma anlayışından vazgeçmelidir. Ülke çapında tanınan uzlaşmacı, Mersin’deki geleneksel barış ve hoşgörü anlayışına uygun adaylar tercih edilmelidir.

 

Mersin’in bugüne kadar gerçekleşemeyen projelerinde iktidar partisi milletvekillerinin ne kadar kusuru ve ihmali varsa, CHP milletvekillerinin ve dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı’nın da aynı oranda sorumluluğunun olduğunu unutmamak gerekir.

Yalnız Milletvekilleri değil, o dönemin siyasi aktörleri,  muhalefettekiler, yalnızca eleştirip katkı vermeyen iktidar partisi milletvekilleri ve yöneticileri, gerekli çabayı göstermeyerek projelerin tıkanmasından sorumludurlar.

 

Geçtiğimiz dönem kentimizde yapılan en büyük yatırım Akdeniz Oyunları Spor Tesisleridir. Mersin 100 yılda sahip olamayacağı tesislere sahip olmuştur. Bunların gerçekleşmesinde Mersin’deki hiç bir siyasi aktörün katkısı yoktur. Tamamen bir devlet projesi olarak gerçekleşmiştir.

Şu anda atıl durumdaki bu tesisler Ak Parti’ye zarar vermektedir.

(Maalesef bu gün bu tesislerden yetersiz Spor İl Müdürlüğü yöneticileri yüzünden yararlanılamıyor, ulusal ve uluslararası düzeyde yapılabilecek müsabakalar yapılmıyor, yapılan birkaç küçük etkinlik de halka duyurulmuyor.)

 

Geçtiğimiz dönemin denenmiş, başarısızlığı kanıtlanmış siyasi aktörlerinin Ak Parti’den aday olmaları şu anda Mersin’de en şanslı durumda görünen Ak Parti’ye oy kaybettirecektir.

Mersin Ak Parti’de İl Yönetimleri bugüne kadar Mersin’in yapısına uygun olamamış ve Mersin  Ak Partinin en başarısız olduğu İl damgasından kurtulamamıştır.. Bugüne kadar Mersin yapısına uygun olmayan yöneticiler Milletvekili oldukları zaman da başarılı olamayacakları bir gerçektir.

 

Özellikle geçtiğimiz dönem yerel seçimlerde adeta tüm ilçeleri kaybetme amacındaymış gibi bir izlenim veren Ak Parti yönetimi yalnızca 6 bin nüfuslu bir ilçeyi kazanmıştır. Bu ilçeyi kazanmasında da Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı’nın desteği olduğunu sanırım kimse bilmez…

Dönemin il yöneticileri, kentteki bu başarısızlıkla nasıl bir mesaj vermeyi düşünmüş olabilirdi? Kent ve parti yararına aykırı bir taşra politikasının kirli hesapları mı öne çıkmıştı… sorusu   ise yoruma açıktır.

YORUM EKLE