Kralın Menşei ne?

                                   Kralın Menşei ne?

                                   Zamanın birinde bir kral varmış. Sürekli halkı göz boyama ve aldatmacayla avuturmuş. İşin hilesini anlayanlara da yüklüce fattura keser ve hesabını sormak için başlarına türlü türlü belalar açarmış. Bir gün başka ülkeden bir adam krala iki hediye getirmiş. Hediyelerden biri At diğeri de Kaz mış. Fakat ne at nede Kaz doğasına uygun hareket ediyorlarmış. At insanların ekinlerini eziyor ve diğer hayvanlara rahat vermiyormuş. Kaz da ne kadar kanatlı hayvan varsa hepsini ürkütüyor ve yumurtlamalarına mani oluyormuş. Durumu bakıcı krala anlatınca; Kral hemen yanında bulunan yardımcısına dönerek bunların sorunları nedir? Hemen gerekli açıklamayı yap demiş. Adam Atın yanına gitmiş ve bir müddet sonra dönmüş Kralın karşısına dikilmiş. Kralım demiş; bu Atın soyu bozuk, saf değil demiş. Kral nereden anladın demiş. Adam; Atı inceledim ve gördüm ki üzerine konan sinekleri kovmak için kuyruğunu kullanmıyor. Halbu ki soylu At üzerine konan sineklerden rahatsız olur ve kuyruğunu kullanarak sinekleri kovar. Kral hediyeleri getiren adamı çağırtmış ve şöyle demiş. Senin bana hediye olarak getirdiğin At soylu bir At değil. Ya bana doğruyu söylersin ya da kelleni vurdururum. Adam korkuyla evet kralım At soylu değil. Çünkü bu atı annesi doğururken öldü bizde hayatını sürdürsün diye ahırda bulunan ineğin altına koyduk ve orada büyüdü. Kral yardımcısına dönerek; Sen doğru söyledin hemen yiyecek ve içecek ikram edin demiş. Bu sefer kral yardımcısını Kazın durumunu öğremnek için yeniden makamına çağırmış. Adam kazın yanına gitmiş ve bir müddet sonra dönmüş Kralın karşısına dikilmiş. Kralım demiş; bu kazın da soyu bozuk demiş. Kral nereden anladın demiş. Adam; Kazı inceledim ve gördüm ki üzerine gittiğimde herhangi bir tepki vermiyor. Halbu ki eğer soylu bir kaz olsaydı hemen kanatlarını açar ve bana doğru çırpınırdı demiş. Kral hediyeleri getiren adamı yeniden çağırtmış ve şöyle demiş. Senin bana hediye olarak getirdiğin Kaz soylu bir Kaz değil. Ya bana doğruyu söylersin ya da kelleni vurdururum. Adam korkuyla evet kralım Kaz da soylu değil. Annesi yumurtladıktan sonra tilkiye yem oldu. Ben de hyatını sürdürsün diye kümeste bulunan kuluçkadaki tavuğun altına koydum ve orada yumurtadan çıktı büyüdü. Kral yardımcısına dönerek; Sen doğru söyledin hemen yiyecek ve içecek ikram edin demiş. Bu sefer Kral; söyle bakayım benim soyum nasıl? Yardımcısı kem küm ederek ben bu konuda bir şey söyleyemem demiş. Kral; eğer benimle ilgili doğru şeyi söylemezsen senin de boynunu vururum demiş. Adam bakmış çare yok başlamış konuşmaya. Kralım demiş; Senin de soyun bozuk, devam edecekken Kralın yüzünü görmüş ve susmuş. Kral önce hiddetlenmiş sonra gerçeği öğrenmek için adama tebessüm etmiş. Adam; Kralım, eğer siz soylu bir aileden gelmiş olsaydınız her doğru söylediğimde bana yiyecek içecek yerine bir kese altın verirdiniz demiş. Kral çok şaşırmış ve cevabın mantıklı olduğunu görünce sarayın ebesini çağırtmış. Söyle bakalım sarayın ebesi benim soyumda ne var. Ebe; Kralım, Anneniz size hamileyken Babanız savaştan dönmedi, Annenizde sizi doğururken yaşamını yitirdi. Ben de hem öksüz hem de yetim kalmayın diye sizi sarayda aşçılık yapam bir ailenin yanında büyüttüm. Kral bu sefer hem adama hem de ebeye birer kese altın vermiş. Hedieleri getiren adam da hikayenin akışında kaybolmuş.

                                  Belki basit bir hikaye anlattım ama yaşamımızda bir çok meseleye anlam kazandırabilir. Mesela; insanların davranışlarını, çok belirğin olanlarına ışık tutabilir. Veya ülkelerin yaptıklarına, Dünyada ki süper güçlere kadar ders çıkartılabilir. Fakat burada dikkat edin kendinizle ilgili bir mantık oluturmaya kalkarsanız yanılabilir siniz. Çünkü insanı kendisi değil, dostları tartabilir. Bildiğim bir şey varsa, oda şudur; Fıtrat ve Huy değişmez ama Güzel Ahlak edinilebilir.

Davut TOPCU / MERSİN - davuttopcu33@hotmail.com

YORUM EKLE