KORONA GÜNLERİNDEN NOTLAR… VE “SAYGISIZ MASKESİZLER”

Hem valiliğimizin hem de Büyükşehir ve ilçe Belediyelerimizin özverili çalışmaları sonunda Mersin, Büyükşehirler arasında en az korona vakasının ve ölümün yaşandığı yer oldu.

Ama tehlike henüz geçmiş değil; önce de AVM’lerin açılması ile ilgili yazmıştım.

Özellikle Mersin’e girişlerin açılması ve  deniz mevsiminin başlaması ile Mersin, yeni ve beklenmeyen bir vaka sayısıyla  karşılaşabilir.

Tehlikenin henüz geçmemiş olduğunun bilincinde olarak kurallara uymamız ve özellikle de uymayanları uyarmamız, uyaran tek tek insanları desteklememiz gerekir.

*               *                     *

Karşınızdan iki kişi geliyor.

Yürürken aralarında mesafe bırakmışlar; maskelerini takmışlar, hatta ellerinde eldiven var. Toplumsal sorumluluk duygusu içindeler; kutluyoruz…

Diğer taraftan başka bir çift geliyor.

Maskesiz, aradaki mesafeye uymamış, üstelik bir de çocuk arabası içinde bebekleri var.

Bu nasıl bir sorumsuzluk? Hem kendilerine, hem çocuklarına, hem de diğer insanlara karşı sorumsuzlukla ve büyük bir saygısızlık!

Evlerinden çıkmayan insanlarımıza, hastanelerde çırpınan sağlık çalışanlarımıza, bu tecrit günlerinde ekonomik bedel ödeyenlere, devletimize ve özellikle Sağlık ve İçişleri Bakanlığımızın göz yaşartan başarılarına karşı utanmaz bir kayıtsızlıktır bu! Maske takmayarak, sosyal mesafe bırakmayarak kendini değil, beni ve tüm toplumu tehdit ediyorsun kardeşim! Ortalık yerde belki de aylak aylak dolaşmak dışında hiçbir işi olmayan yığınla maskesiz, iç içe yürüyen ne çok arsız ve sorumsuz insan var! Uyarmaya da çekiniyorsunuz; çünkü genellikle toplumsal sorumsuzlarda edepsiz bir karşı çıkış da yaygındır; bu nedenle bu tipleri uyaran herkese sahip çıkmalıyız ve toplu bir uyarı ortamı yaratmalıyız. Bunca emek, bunca kısıtlı hayat başka türlü sonuç vermez…

Şükürler olsun ki halkımız büyük ölçüde kurallara uyuyor, maske takıyor, mesafeli yaşıyor; ama azınlıkta da olsalar aksi davranan “saygısız maskesizler”i ve yakın yürüyen, iç içe yaşayan sorumsuzları uyaralım…   

İçki ve sigara içen insanları uyarsak ve zararlı olduğunu anlatsak, kişi yalnızca kendine zarar verdiğini ve bunun kimseyi ilgilendirmediğini söyleyebilir.

Eh; duman salarak pasif içici oluşturdukları dışta tutulursa, kısmen haklıdır da.

Fakat maske takmaz ve sosyal mesafeye uymaz ise, bu yalnızca kendini ilgilendiren, kendi sorumluluğunda bir olay değildir! Bu davranışı diğer insanlara da zincirleme zarar vereceği için, yakın çevresi başta olmak üzere tüm toplumu  ilgilendirir.

Bu hem sorumsuz hem de saygısız davranan bu kişilerin özel hayatlarını incelerseniz, orada da bu şımarık ve arsız yapılarının olduğunu görürsünüz.

*                     *                     *

Eski yıllarda yayımlanan bazı dergi ve gazetelerde bir köşe vardı.

Ne zaman adam oluruz? sorusu sorulur ve buna o güne uyan çağdaş bir cevap verilirdi.

Ben üzülerek bu soruyu bugün için tekrar sorup cevabını veriyorum:

Özellikle bu korona günlerinde hepimizin sağlığını hatta yaşamını ilgilendiren kurallara uymayanları uyarma cesaretinde bulunursak ve biz onları uyardığımızda çevremizde bunu görenler de bize destek olursa adam oluruz.

Büyük bir başarıyla yol aldığımız epidemiyle mücadelede, maskesizleri uyaralım, sosyal mesafeyi koruyalım, devletimizin, uzmanlarımızın uyarılarını dikkatle uygulayalım…ki, güzel günlere olan hasretimiz çok daha uzamasın.

Hemşerilerime, ülkeme ve tüm insanlığa acısız, kedersiz, sağlıklı bir hayat diliyorum; bunun için tek tek her birimize düşen toplumsal, insanî ve ahlâkî sorumluluk var, bunu da hep aklımızda tutalım.

YORUM EKLE