Kapitalizm mi? Başka bir şey mi?

                                    Kapitalizm mi? Başka bir şey mi?

                                   Konu o kadar geniş ki nerden başlayacağımı bilemiyorum. Fakat yine de benim her zamanki iddiamın doğru ve haklı olduğunu sonuna kadar savunuyorum. Çünkü her zaman oyunlar ve kaoslar Müslüman ülkeler ve milletler üzerinde oynanmıştır. Kim tarafından mı? Diye sormayın artık. Çünkü klasik cevaplar vermek istemiyorum. Tabi ki sadece Müslüman ülkelerde değil, gücü az olan gelişmemiş ülkelerde ve yeraltı kaynakları bulunan fakat işleme teknolojisi ve ar-ge gücü olmayan ülkelerde de bu oyun devreye sokuluyor. Bu planın başrollerini oynayan embesil ülkeler kapitalizm ve benzeri planlarla yapmış oldukları illegal işgaller sonucu ekonomileri zarar görüyor. Haliyle bu karanlık adamlar bunun karşılığını haince başka ülkelerden çıkarma planları yapıyor. Unutmayalım ki kapitalizm ülkeleri hatta insanları medeni köleleştirme düzenidir. Maalesef birçok marka da bu oyuna istemeyerek veya isteyerek katılmaktadır. En çok da elektronik malzemelerde yani teknoloji barındıran ürünler zemin olmaktadır. Burada bahsetmek istediğim tamamen farklı bir perspektiften konuya yeni bir yorum getirmek. Asıl mesele ilaç sanayisidir. Çok sinsice planlanan ve çok üstün zekâ barındıran bir oyundur bu. Hiç düşündünüz mü? Veya geçmişe bakarak bu konu zihninizi hiç bulandırdı mı? Önce ilaç nedir ne işe yarar. Hep bir ağıdan şunu diyeceğiz. İlaç; hastalıkların tedavisinde kullanılan, kimyasal işlemlerle laboratuvar ortamında denemelerle elde edilen bir kimyasal formülün ambalajlanmış halidir. Bu ifade daha da genişletilebilir. Ben pratik olsun diye basitleştirdim. Hemen buraya takılıp acaba ne demek istiyor diye zihninizi yormayın. Ben işin bu tarafında değilim. Zira bu aşamalarda da söylenecek birçok cümle var. Ben direk olarak zulmün ilendiği kadrajı masaya yatırmak istiyorum. Biliyorum ki zihninizde ilaç, hastalık, tedavi ve iyileşme gibi aşamaları barındıran bir tablo canlandı ve falso nere de diye bir kısa yol haritası içinde akıl yürütme çabaları belirdi. Canan hoca gibi size çeşitli söylemler kullanmayacağım. Arkadaşlar önce geriye çekilin ve bu tabloyu tutan elleri, gözümüzün önüne koyan piyonları, gündemimize sokan elleri ve asıl mesele bunları yönetenleri görmeye çalışın. Çünkü bu aşağılıklar her zaman sağ gösterip sol vururlar. En alakasız işleri bir ticaret gibi gösterip insanların iliklerine kadar emilmesini sağlayan planların rollerini kendi aralarında paylaşırlar. Bu anlatacağım çok ciddi mesele için yetkilileri buradan şiddetle uyarmak istiyorum. Bir an önce meselenin kritiği yapılasın ve gereken adımlar en hassas şekilde atılsın.

                                     Ey insanlık! Sizler, içinizde barındırdığınız para baronları tarafından her zaman planlara yem ediliyorsunuz ve sizleri kapitalizm için yani sürekli sömürmek için hayatta tutuyorlar. Kafanız iyice karıştı değil mi? O halde artık gez göz arpacık mantığıyla eylemimi yapayım. Yakın zamanda medyada bir haber üstü kapalı geçti. Belki birçoğumuz duymadı bile. Duyanlar da dikkat kesilmedi. Artık zaman öyle olmuş ki her hareketi, kıpırdanmayı, basit de olsa verileri önce komplocu değerlendirmeye tabi tutma alışkanlığı edindim. Hatta bunu adet edindim. Bazen kendime neden acıkıyorum diyorum. Yok, yok bu rahatlamak için esperiydi. Yazımda isim vermeyeceğim. Çünkü isimlere takılma değil amacım, planı deşifre etmek. Artık ipin ucunu bağlayalım. Geçenlerde büyük bir ilaç firması bir gübre fabrikası satın aldı. Burada hemen “neden diye sormanız lazım.” Sakın ticaret demeyin yoksa üzülürüm. Yani gübre fabrikası ilaç fabrikasından daha mı çok getirisi var? Şimdi meseleye yaklaşmış oluyoruz. Hayır, adamların bize ne daha ucuz gübre üretmek, ne fabrikayı genişleterek istihdam oluşturmak, ne de ar-ge çalışmasıyla daha az kimyasallarla gübre üretmek gibi derdi var. Evet, ar-ge var fakat yukarıda saydığım nedenler için değil. Bu aşağılık organizmalar, önce bizi hasta etmek, sonra da bu hastalığın ya da hastalıkların ilaçlarını piyasaya tekel olarak sürmek içindir. Şimdi soruyorum; sadece bu kapitalizm mi barındırıyor, yoksa başka bir savaş mı var burada. Benim burnuma çok pis hatta iğrenç kokular geliyor. Bakı hele adamlara insanlığı nereden vuruyorlar. Bunlara kim dur der veya diyebilir orası tartışılır. Yani yetkili organların işidir önlemler almak. Biz konuyu iyi anlayalım da, belki içimizden doğru hareket eden insani protestoları hayata geçirilir birileri çıkar. Şimdi yediklerimizi irdelemeye başlayacağız galiba. Umarım bir nebze de olsa bakış açınıza farklı bir kadraj ilave etmişimdir. Kardeşim gene ben her zaman dediğim gibi içine girdiğiniz zihin trafiğinden kafanızı birazcık bu taraf çevirin. Çünkü bu da din savaşıdır.

Davut TOPCU / MERSİN
davuttopcu33@hotmail.com

YORUM EKLE