Hz. Adem (a.s) 2

HZ. ADEM (A.S) 2

İnsanın bu âlemde zuhûru, Âdem (a.s) ile başlamıştır. İlk insan, ilk Peygamber ve ilk mürşid-i kâmil odur. Kıyâmete kadar teselsül edecek bütün insanlık nesli, ilk yaratılış ânında üst üste çakışmış sonsuz gölgeler gibi onun ferdi varlığında meknûz ve mündemiçti. Bu hakikate işâret etmek üzere âyet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:

Ey insanlar! Sizi tek bir nefesten (Âdem'den yaratan, ondan da eşi (Havvâ'yı) yaratatak (yeryüzünde) ikisinden birçok erkek ve kadın var eden Rabbinizden sakının!..

(en-Nisâ, 1)

ALLAH Teâlâ insanı mükerrem kıldığını ve bütün mahlûkattan daha şerefli yarattığını şöyle beyân buyurmaktadır:

Celâlime yemin olsun ki Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sâhibi kıldık. Onları (çeşitli nakil vâsıtaları ile) karada ve denizde taşıdık, kendilerine güzel güzel rızıklar verdik, yine onları, yarattıklarımızın pek çoğundan üstün kıldık.

(el-İsrâ, 70)

Böyle mükemmel yaratılmış bulunan insan, kudret-i ilâhiyenin binbir nakışı ile müzeyyen olan bu âlemde ilâhi san'atın zirvesini teşkil eder. Bu husûsu Süleyman Çelebi Mevlid"inde şöyle ifâde etmektedir:

Hak Teâlâ çün yarattı Âdem'i

Kıldı Âdem'le müzeyyen âlemi.

Küçük bir âlem olması açısından Âdem ile büyük bir âlem olan kâinat, aslı aynı olan bir hakikatin iki ayrı imkânda birer farklı tezâhürü olduğundan, bir yaprağın iki yüzü gibidir; âdeta ikiz kardeştir. Diğer bir ifâdeyle insan, kâinâtın küçültülmüş şekli olduğu için, kâinâttaki esrârın anlaşılması ve eşyânın hakikatinin idrâk edilmesinde en büyük vazife ona düşmektedir.

Bir buğday tanesi, buğday cinsinin tüm husûsiyetlerini içinde taşıdığı gibi, her çeşit tohumun içinde o cinsin bütün husûsiyet ve karakteri mevcuttur. İnsan da kâinatta var olan her şeyin hakikatini muhtevi müstesnâ bir varlıktır. Bu bakımdan insan, âdeta kâinâtın içinde dürüldüğü bir öz, bir tohum gibidir. Nitekim bu hakikati beyân sadedinde Şeyh Gâlip şöyle der:

Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen,

Merdüm-i dide-i ekvân olan âdemsin sen.

Mânâsı:

Gönül gözü ile bir bak kendine. Yaratılanların özüsün sen. Kâinâtın gözbebeği olan âdemsin sen.

İnsanın yaratılmasında birçok ilâhi maksat vardır. Bunlardan biri de, ALLAH Teâlâ'nın, hilkat san'at ve güzelliğine delil olabilecek bir zirve vücûda getirmek istemesidir. İnsanın yaratılmasındaki murâd-ı ilâhi o kadar mühimdir ki, bu maksadın gerçekleşebilmesi için Cenâb-ı Hak, idrâk edebildiğimiz ve edemediğimiz husûsiyetleriyle bütün bir kâinâtı halketmiş ve onu insanın istifâdesine sunmuştur.

YORUM EKLE