Huzur mu? Mutluluk mu?

HUZUR MU, MUTLULUK MU? 

Bazı güzelliklerin, emeklerin, fedakârlıkların karşılığı bu dünyada yoktur. Boşuna beklemeyiniz. İbrahim Tenekeci 

“Mutlu olmaya çalışmak, uzun boylu olmaya çalışmaya benzer” demişler.

*

Mutlu ve huzurlu hafta sonları diliyorum, herşey gönlünüzce olsun. Ailecek bir hafta sonu daha evdeyiz, yakında esaret bitiyor gibi; güneş ısıtmaya başladı, cemre toprağa düştü, bir iki aya herşey düzelir görünüyor, yinede Allah bilir "inşallah" diyelim nazar etmeyelim. 

*

Dijital Çağda telefonda her şey dokunmatik ekran tuşlarına bağlı. Tuşa dokunmak, ona hükmetmek her dokunuş zevk veriyor. Bizlere parmaklarımızın ucundan dünyayı yönetiyor hissi veriyor, onun için sosyal medyayı çok sevdik. Dijital mutluluk yaşıyoruz. 

*

Fakir hiç şeyi olmayan Çinli koşa koşa mutlulukla eşinin yanına gelmiş, elinde bir yumurta, karısına göstermiş:

“-Bak bana yumurta hediye ettiler!”

“-İyi güzel de bir yumurtayı ne yapacaksın?”

Adam kızmış!

“-Sen de hiç Allah razı olsun demezsin!”

“-canım bir yumurta işte, ne çıkar bundan!” deyince adam mutlu şekilde anlatmaya başlamış:

“-Sende akıl yok ki! Beni iyice dinle... Bu yumurtayı komşumuzun kümesindeki yumurtaların arasına koyacağım. Civcivler çıktıktan sonra bir dişi civciv seçeceğim. Bu civciv büyüyüp, tavuk olacak, o da yumurtlayacak... Bu yumurtaları da kuluçkaya yatıracağım, onlar da civciv yumurtlayacak, paramız olacak ilk paramızla bir buzağı alacağız, buzağı büyüyüp inek olacak, onu satıp tekrar bir buzağı kazanacağız. O kadar çok para kazanacağız ki, ev alacağız, tarla alacağız, eşya alacağız, belki eve güzel bir hizmetçi de tutarım, bir de yeni hanım alırım. ” diye hayale dalmış anlatıyor. Kadın mutsuzluktan çekip almış yumurtayı yere atmış kırmış, adama “- hadi bakalım” demiş “-senin hayal dünyan yıkıldı yeniden başla!” şimdi kadın mutlu, adam mutsuz. 

*

Yarış/ma kazanmak, seni anlayan, dinleyen biriyle beraber olmak, konuşmak, anlaşılmak, zengin olmak, para kazanmak bunların hepsi mutlu olmak için yeterli bir neden olabilir. Ayrıca anlık mutluluk isterseniz damak zevki, çikolata, dondurma, baklava, yani şekerli şeyler hepsi mutluluk ve haz verir...

*

Oysa biz, sabah akşam mutluluğun peşinde koşuyor, mutsuz olmaktan dem vuruyoruz, sıkıldım, çatlıyorum, öff ve bir çok isyan belirten sözler sarf ediliyor. Mutluluk kavramını mı yozlaştırdık? Bize mutlulukla birlikte huzur da lazım. 

*

Kırmızı kalpler, gülen emojileri hava uçuyor, zincirinin ucunda asılı mücevherleri basite indirgedik, her yere dağıtmaya başladık. 

*

Aslında mutluluğu mu arıyoruz, huzuru mu? 

*

Gün içindeki küçük küçük parlayan mutluluk anları; Birinin bize gülümsemesi mutlu eder mesela, ya da ilk kez denediğimiz başardığını bir iş, takdir görmek, değer verdiğiniz birinin sizi araması… mutlu olmamıza yeter. Bize huzur lazım, düşüncemizde, yaşantımızda, sadelik istiyoruz. Kalıcı şeyler lazım, hergün macera peşinde koşmak yerine hayatımız dinginlik ister. 

*

Yine döndük aynı tespite; dışarıdan beklenen, aslında beklenen her şey mutsuzluğa davetiyedir. Çünkü olma ihtimali kadar, olmama ihtimali de vardır ve hayatımızı dış dünyada kontrolümüz dışında gerçekleşen olaylara bağlı kılamayız. Hele de karmaşık bir yapıya sahip insanlardan bir şey beklemek, olmasın daha iyi demek gibidir. 

İnşallah, devam edeceğim. 

Rabbim iki cihanda yüzünü ak eylesin

*

Selam ve Dua ile 

Veysel Bozkurt 

YORUM EKLE