HİÇ KİMSENİN EGO SAVAŞINA KURBAN OLMAYIN

 ONURLU BİR YAŞAM, ETNİK KİMLİKLE ELDE EDİLEMEZ
.......
Düşünüyorum da; bir kimliğe sahip olmamız, insanlığa yapılan büyük bir haksızlık. 
Biri insanlığa fena halde kazık atmış ve bütün insanlık bu kazığı yediğinden bihabermiş gibi. 
Dünyanın neresinde olursa olsun; insanın bir kimliği, bir milleti ve bir de ırkı var.
Ne yani! İnsanlık yüzyıllardır, bu kavramlar olmadan yaşayamaz mıydı? 
İnsan gibi yaşamak için ırka ya da dine mi ihtiyacımız vardı. 
Hepimiz birbirimizden farklıyız. 
Kimimiz esmer, kimimiz sarışın, kimimiz kasabalarda, kimimiz dağlarda, kimimiz ise şehirlerde çok farklı yaşam standartlarında doğduk ve yetiştirildik. İstisnasız her birimiz çok farklı ve çok özel yeteneklere sahibiz. 
Dünyanın farklı yerlerinde, farklı kültürler topluluğunda bulduk kendimizi.
Bize sorulmamıştı nerede yaşamak istediğimiz.
Sadece yaşama sunulduk.
İtile, kakıla sürüklendiğimiz ego savaşlarına dahil edildik. Sahip olduğumuz o çok önemli kimliklerimiz için hiçler uğruna ölüyor, öldürülüyoruz her gün biraz daha.
Birileri ego savaşlarını yürütürken, birileri de bir yandan zevkle ölüyor. Nedensizce.
Ama bu kimin umurunda ki?
Hayır! Ne için, kim için ölüyoruz?
Asıl sorulması gereken soru bu!
Bize bahşedilen yaşamı, hiçler uğruna neden umarsızca savuruyoruz hala anlamış değilim.
Dünyanın farklı bölgelerinde, insanların tanımlanması için isimler veriliyor. Ve bu isimler için savaşlar başlatılıyor.  Bunu yaparken de bir millet, kendini diğer milletten üstün görüyor. Oysa hiçbir dil, din, ırk, mezhep toplumsal ve kişisel ilişkilerde belirleyici değildir. Öncül değildir. Olmamalıdır da. 
Yaşama göz kırptığımız, ana rahmindeki ilk andaki masumiyetimizde, saflığımızda bile bize sorulmadı. Nerede, nasıl, kimlerle yaşamak istediğimiz.  Doğduğumuz yer ve doğduğumuzda sahip olduğumuz hiçbir şeyi, hiçbir kimseyi bize seçenek olarak sunmadılar. Hepimiz bir dile, dine, ırka sahip olarak geldik dünyaya.
Sahip olduğumuz hiçbir şey bizi bir başkasından üstün ya da değerli kılmaz, anlamıyor musunuz?
Sahip olmamız ve övünmemiz gereken asıl şey insani değerlerdir.
Etrafımızda bu şekilde yaşayan hasta ruhlu binlerce insan var. Kendisi yetmiyormuş gibi, bir de çevresine bu hastalıklı fikirlerini empoze etmeye çalışıyor. Yüreğinizde taşıdığınız o faşizan kirli duygularınızdan artık sıyrılın. Ve sevginin belirleyici ve birleştirici tek etken olduğunun farkına varın artık.  Çünkü o çok sevdiğiniz ve gururlandığınız ırkınız, diliniz, dininiz her ne olursa olsun; bir başkasınınkinden daha değerli asla değildir.
Her şeyden önce sadece insan olabilmenin onurunu yaşıyor olsak, tüm bu savaşlara gerek kalmazdı belki de. 
Artık birilerinin savaşına dahil olmadan, insani kimliklerimiz dışında hiçbir etkeni önemsemeden, çıkar gütmeden, birlik beraberlik içinde insan olabilmenin erdemiyle, barış içinde yaşamaya çalışalım. 
Yani demek istediğim o ki; şu gurur duyduğunuz kimlikleriniz, ırkınız var ya, sizi insanlıktan çıkarmaktan başka hiçbir halta yaramıyor. 
Hepsinden önce, her birimiz onurlu birer insan olabilme savaşı vermeliyiz.
Irkımdan, dilimden, dinimden önce iyi yürekli insanlarla aynı topraklarda yaşamak istiyorum. Toplumsal ve kişisel ilişkilerde aynı dilin, aynı mezhebin değil; iyiliğin, dürüstlüğün belirleyici olmasını istiyorum. 
Ve istiyorum ki; hiçbir kimsenin canı, birilerinin ego savaşlarına kurban edilmesin. Ve bu yapılırken de kimlik savaşı için ‘onuruyla öldü’ denmesin. 
İnsan olabilmenin onuruyla yaşamamızın zamanı geldi artık.
Unutmayın ki; insani değerleri kimliklerimizden üstün kıldığımız gün insan olacağız.
Sevgi ile insani duygular ile kalmanız dileğimle…
Hoşçakalın!
Selma ARİFOĞLU
YORUM EKLE