Hasretimin son durağı

 Hasretimin son durağı 


İlk duyduğumda varlığını
Dudaklarım kıvrıldığında ismine
Teslim olur zihnim en şanlı mucizeye
Alfabe senin ismini yazdığında
kainatın en zirvesinde kutlar gönlüm
Oluşturduğu mananın zaferini
Ne bahar geldim diyebilirdi senin olmadığın Arz’da
Nede Cemreler
Senin isminle yazdı doğaya gelişini
Acıtma yüreğimi, bedenim engelsin bana
Hüzünlerin, bizim hüzünlerimizdir
Ağlayışına dayanamazken kainat
Nasıl dayanayım, sensizliklerle dolu cihan
Zindan bana yaşadığım hayat
Bir devenin seni sevmeyi öğretişiydi asıl beni yıkan
Konuşmak ancak senin adınla değerliydi taşlarda
Senin gördüğün Kabe’yi gördüğümde
Çöktüğümde dizlerimin üstüne buğulu gözlerle
Merhamet’e açtığımda üşüyen ellerimi
Titrek bir kalple Rabbime yalvardığımda
Yüreğime düşen senin sevdandı
...................
“Ey sevgili….
Bir meftunda ben olayım sana” diyorlar aşıklar
Bakışınla nurlar saçtığında sahabenin yüzündeydi aşk
Okurken asr-ı saadetten kuşların özgürlüğüne hasret
Hicran dolu yüreğim sana uzanırken çırpınır
Aşkı ben anlayamam, hissederim sana yaratıldığını
Çılgın bir çağlayandır ulaşma arzusu
İçimde ta derinlerden fışkıran
Bir kez olsun bak, umutlarımı beslediğim yakarışıma
Baktığımda semaya yoksan eğer
Tutunurum yıldızlarına özlemim gider
Hz. Adem’in ilk sevinciydin tattığı
Affedilmiş ligin kutsadığı duasında
Bir çığlık götürdü beni alacakaranlıkta
Mekke sokaklarında en değerlisine koşuşunu izleyen beden
Nasıl bir daha sevecek koşmayı
Ey FATIMA hissedilmediğin her anımız
Geceden de öte karanlıktır bize
...........................
Bahar hiç gelmedi hayatıma
Ben size ne yaptım dediği günden sonra Hz. Hüseyin’in
Ehl-i beyt-i görünce ayağa kalkan ümmete fedayız
Hani karşılamıştın ya sana aşık Nabi’yi
Sıcaklığını hissettiğimde mescidi nebevide
Her solukta sana vurgun sevgiyi çektim içime
Bakışlarına hasretlik nasıldı Bilal’den öğrendik
Beni nasıl seviyorsun dediğinde yokladık yüreğimizi
Aşkın doruğunda Hz. EBUBEKİR mahzun bakışlardaydı
Tartamadığımız yüreklerde tutulan sevdamızda
Benimle beraber olmak istemez misin? çağrısı yatmaktadır
Coşkuya yerimizi verdik Medine’ye hicret ettiğinde
Şu gönül uslanmaz ümmetim diye seslendiğinde duymazsa seni
Ölümün eşiğinden bir selam geldi susamış ruhlarımıza
Sana sunarken, bize kadar geldi başımızın tacı elçilerin
..............................
Demiştin ya Ümmü Fadıl’a birde sen yapma!
O zaman başımızı eğdik utancın kucağında
Ahh! kufe neden yaptın ki
Nasıl kıydın O’nun biricik torununa
Bir parmağıyla yarılıp yer değiştirdiğinde bile susarken kainat
Bir de eşiz merhametine gark olmuşken O’na susamış gönüller
Nasıl bir hadsizlik nedenidir üzüntünün O’na sevdalanması
Bir damla gözyaşına matem olmuş varlık alemi
Hani Rıdvan biatinde demiştin ya arkadaşlığım ölüme değer
Orada kaldı sözlerine vuslatlı gözlerim
Zaman, varlığını yitirse de seni yaşamanın sevincini paylaşır gönlümde
Seni anan gönüller yitik bir sevdayı arayan bahara vurgun
Yankılandığında en suskun umudun şarkıları
Bir tek sana özlem duyar semaya yazıldığında ismin
Hamd ettiğimde ismindeki sırra niyaz
Ne olur lütfeyle O’nun ümmetine beni de yaz
Bir dermansıza merhemsin
Alemlere rahmet cihana SERVER’sin
.......................
Kulun, sevgilin olmadan neylesin
Ol dediğinde
Yüreklerimizi tut! düşmesin O’nun sevdası
Topladığında mahşerde
Ayaklarımızı tut! kalmasın O’nsuz topraklarda
Seslendiğinde kullarına
Sonlarda bile olsam unutma beni
Bide sustuğunda yüreğim
Habib’ine kavuştuğun andı benim sürgün olduğum
Babamı nereye götürüyorsunuz dediğinde hıçkırıklarla
Sessizce sokulduğumda Ravza’nın yanında duydum
Çağlara sığmayan yüreğini EY FATIMA
Alemi susturan o sevgine şahit bütün matem
bitse de şiirler dizginlenmez duygular
hep bir çağlayan gibi haykırır gönüllerde

YA RAB!
Değişmem O’nu görmeyi bir senin CEMALİN den başkasına
Bitir YA RAB! gurbetimi
Kavuştur yüreğimi
ne olur sustur hüznümü
ne olursun YA RAB!
AMİN!............ 

Davut TOPCU / MERSİN
davuttopcu33@hotmail.com
YORUM EKLE