BİR YAŞAMA BİR “BEN” SIĞDIRMAK


    “Ben" ne büyük bir kelime! 3 harf gibi az görünsede, içine koskoca bir hiçlik sığdıracak kadar ağır bir kavram. Firavun' u “Fekale ene rabbukumul’a’la" sözü ile imanından eden yüce benlik duygusu, Mevlanıyı hiç olma yolculuğuna çıkartıp asıl benliğini bulmasına yol açmıştır. 
Peki bu konumda ben neydim, kimdim. Ben de ki beni nasıl bulacaktım. Ben olma yolculuğuna çıkıp kendimi aşıp çağ' mı kuracak, yoksa bu yolculukta benliğimden uzaklaşıp içinde bulunduğumuz çağ' da kaybolup gidecek miydim? Nefsime yenilip bencillik duygusunu mu çoğaltacaktım, yoksa topraktan geldiğimi unutmayıp anlam arayışımı mı tamamlayacaktım. 
Yunus bir ben var benden içeri derken içimizdeki beni terbiye etmekten bahseder.  Hatta geçmişte ben demek ayıp sayılırdı. Ben bencillği getirir. Sufi geleneğine göre bendeniz, fakir, bizati gibi kelimelerle kendini anlatırdı. İnsanın ruhu elinden alındığı andan itibaren o bir hayvana dönüşür.  İnsan o zaman sadece yer, içer, ürer, çoğalır, ölür gider… İnsan, insan olma özelliğini beden ve ruh bütünlüğü sayesinde elde eder. Islam ruh ve bedenin tamlığı olan insana tekabul eder. O yüzden geçmişte insanlar belli bir yaştan sonra kendi inzivalarına çekilip iç yolculuklarına çekilirmiş. Var olmanın, kendini bulmanın yolu insanın içini doldurup, güzellestirmesinden geçermiş.
Oysa bizlerde “varım" diyoruz,
Var olmanın ne demek olduğunu bilmiyoruz. Bilseydik benliğin sorumluluğunu yüklenir, adına yaşam denen resim içinde yaşama bize ait ifadeler katardık. Yok olmak, , Yok sayılmak, yokluk yaşamak gibi bir döngüde bizler tüm benliğimiz ile yaşamayı seçmiş olurduk.
‘Kısacası ne muazzam bir sanat şu yaşamak dedikleri.
Bulana Keyif...
Çırpınıp durana eziyet...
Keyfi açığa çıkaran da eziyet bulan da yine ‘Kendi'
O zaman ‘Kendini Bul' da gel...

YORUM EKLE