Ajandahaber

Türk hakemliği nasıl köreltildi?

SPOR

Türk hakemliği nasıl köreltildi? Vedat Yüksel Hocamız konuştu

Türk hakemliği nasıl köreltildi?

Vedat Yüksel Hocamız acı gerçeği anlattı

Bir hakem kolay yetişmez, saniyenin onda birinde karar verecek insanların kafasını karıştırmamak gerekir. Ancak konu dedikoduya dayalı iş yapan insanlar etkili olunca sıkıntı çok büyük boyuta geldi. Liyakat alt düzeye indi.

Vedat Yüksel Hocamız bugün bir açıklama yaptı. Türk hakemliği nasıl köreltildi? Uluslararası düzeyde düdük çalacak bir çok hakemimizin nasıl düdük bıraktırıldı?

Hakemlere nasıl haksızlık yapıldı, kul hakkına nasıl girdiler. Hakemlik müessesi bir an önce eski saygınlığına kavuşmalı, yanlıştan dönülmeli, yeni gençlerin önü açılmalı. Gibi bir çok konuya aydınlık getirecek açıklama yaptı.

2006 yılından sonra Türkiye'de iyi hakem yetişmedi. Bunun vebalini kim taşıyacak? Avrupa da düdük çalacak hakemler neden işi bıraktı?

Hocamızın yaptığı açıklama;

"Sevgili hakem camiası;

Hepimiz hakemlik yaptığımız dönemlerde az ya da çok haksızlığa uğramış olabiliriz.

Yıl 2006 Mersin TFFHGD başkanı iken bir telefon geldi sayın Osman Avcı ve hemen arkasında Abdurrahman Arıcı'dan. Açıkça kendilerine oy vermemi istediler. Ben de kendilerine siyaset yapmadığımı bir oy hakkımın olduğunu onu da Selçuk Dereli’ye vereceğimi söyledim.

2007 yılında söz konusu A.Arıcı milletvekiliği sonrasında, Kültür Bakan Yardımcısı oldu. 2008 yılında 34 yaşında FIFA Hakemi olmuştum. Yani çiçeği burnunda FIFA hakemiydim. Artık hayallerim gerçekleşmişti ve önümde uzun bir kariyer vardı. Ama nerden bilebilirdim ki yeni gelen federasyonun bu kadar acımazsızca karar verip, bu kadar emeği bir kalemde sileceğine. Maalesef olmaz dediklerimiz oldu ve benim gibi Bülent Demirlek, Cem Deda, Z.Önder İpek, Hakan Sivriselvi ve yüzlerce hakem kardeşlerim aynı kaderi paylaştı. Neden diye sormak istedim.

İdam sehpasında bile son isteğin nedir diye sorulur. Hiç bir gerekçe göstermeden neden hakemliğimiz bitirilmiştir. Yıllarca bu sorunun cevabın aradım.

Şimdi Türk hakem camiası uluslararası seviyeden çok uzaklarda. Masa başı oyunları yeni hakem olacaklara iyi örnek olmadı. İstenen seviyenin çok altındayız.

Kendinizi bir an bizim yerimize koyun sevgili hakem camiası 34 yaşında hakemliğimizin baharında önümüzde daha 13 yıl varken bir anda hakemliğiniz bitiyor. Sadece benim değil, yüzlerce hakemin hayalleri çalınmıştı.

Hepimiz farklı tavırlarda bulunduk ben ve Bülent Demirlek sessiz kalmadık ama bazı arkadaşlarımız sessizliği tercih etti. Neden bize maç verilmiyordu, ama kadroda tutuluyorduk?

Aslında hepsi senaryo, çoktan yazılmıştı. Filmin sonu çoktan belliydi.

Bizler de hakkımızı aramaya çalışılırken, figüranlık yapılıyordu. Devlet Memuru olduğumuz için gündem oluşturamıyorduk.

2006 yılının intikamı alınmıştı.Kendisine oy vermeyen hakemleri; federasyon başkanına bizleri düşman olarak göstermiş, bizleri hükümete karşı gelen insanlar gibi algı oluşturmuşlardı. Bizleri bitirdiğinde Türk hakemliğini kurtaracağına inandırmıştı o dönemki Federasyon Başkanına. Gerçekte Türk hakemliği bitmişti.

O dönemki mevcut Federasyon Başkanı keşke bizi de bir dinleseydi, araştırsaydı ve tanımaya çalışsaydı. Sayın Arıcı kendi şahsi meselesini farklı alanlara çekmiş ve maalesef başarılı olmuştu.

Ortada 16-17 yıl emek, alın teri ve en önemlisi kul hakkı var dememişler.

Bu kadar kolay olmamalıydı bu seviyeye gelmiş hakemleri silmek. Koyarsın ortaya gerekçe somut bir belge o zaman bitir hakemliğini kim olursa olsun. Dedikodularla hareket edip yüzlerce hakemin kul hakkını yiyenler, nasıl ödeyeceksin bu kadar kişinin hakkını.

Düşünebiliyor musunuz TFFHGD Genel başkanı olan biri; bırakın bir Hakemi savunmayı, 2006 yılımda kendine oy vermeyen hakemlerin hakemliğini bitirmek için kin ve nefret duyguları ile hareket edip siyasi gücünü de kullanarak elinden geleni yapıyor. Hakemlerin hakkını arayacağına kulüplerin hakkını arıyor, futbolcu transferlerde imza törenine katılıyor.

Hakem camiasının; hakemlerimizin haklarını yürekten koruyabilecek, arayabilecek, insanları ayrıştırmayacak, eşini dostunu işine karıştırmayacak, kimin kimle arkadaş olduğuna bakmayacak, liyakat ve dürüstlük ilkesinden ayrılmadan karar verecek, kırgınlıkları bitirecek camiayı toparlayacak birine ihtiyacı var.

Dünya çapında yeni insanlar yetişmesine izin verilmeli, politikaya alet etmemeliyiz.

Bu duygu ve düşüncelerle elinizi vicdanınıza koyarak ve Peygamber efendimizin şu sözlerini (Haksızlıklar karşısında susanlar dilsiz şeytandır.) hatırlayarak oy kullanmanızı tavsiye eder; sevgi ve saygılarımı sunarım."

Vedat Yüksel

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.