Akdeniz Oyunlarındaki oyunları Sayıştay belgeledi... -1-

 Akdeniz Oyunları hazırlık sürecinde her işin Ankara merkezli dağıtılması, dağıtılırken de kamu ihale kanunu dışına çıkan anlayış en çok Mersin' i ve bu etkinliklerin estireceği rüzgârdan bir şeyler uman kent iş dünyasını, esnafını mağdur etmişti.

Genel Koordinatörlükçe organize edilen pek çok hizmet ve mal alımı akıl almaz pervasızlıkla yapılıyor, hesap vermesi gereken kurumlar, istediğimiz bilgi, belgeleri vermek şöyle dursun, istedik diye bizleri neredeyse "oyunları sabote eden hainler" olarak kategorize etmeye kalkıyorlardı.

Yaptığım en az on başvurunun tümü "nankörler, kenti uçuracak bunca yatırım yapıyoruz, siz oturmuş nelerle uğraşıyor, neyin hesabını yapıyorsunuz" tarzında azarlayıcı cevaplarla geçiştiriliyor, çoğu zaman da yasal olarak verilmesi gereken cevap bile çok görülüyordu.

Akdeniz Oyunları koordinatörlüğü ilginç ve özel konuma sahip bir yapıydı. Örneğin kamu ihale kanununa uymak zorunda olmadığından tutun da, bilgi edindirme kanunu kapsamına girip girmediğini bile tartışma konusu yapmıştı yetkililer.

Hizmet ve mal alımıyla ilgili bir konuda başvurduğumuz Gençlik Spor Bakanlığı, il müdürlüğüne, il müdürlüğü Koordinatörlüğe bizi postalayıp duruyordu. Sonunda başım dönmüş halde kovalamaktan bıktım, işi "mahkeme-i kübraya" erteleyip, kovaladığım pek çok bilgi, belge macerasına nokta koydum.

Meğer bu ülkede işi kovalayan, hesapları araştıran, denetleyen bazı kurumlar henüz yok edilememiş, varlıklarını sürdürüyormuş. Hani o ünlü "Ankara' da hâkimler var" sözünde bir gerçek payı varmış.

Nereden mi anladım? Akdeniz Oyunlarıyla ilgili incelemeyi rapora döküp kamuoyuyla paylaşan Sayıştay' ın varlığını hissettirmesinden...

Lafı fazla uzatmadan Sayıştay' ın Akdeniz Oyunları hakkında belirlediği ilginç bulduğum kimi tespitlerini paylaşmamda yarar var diye düşünüyorum.

Konu sınırlı haliyle medyaya yansımasına rağmen üstünde durulması gereken kimi detayları burada yeniden ele almanın ileride bu etkinlikleri başka yanlarıyla araştıracak olanlara ışık tutması bakımından da önemli buluyorum.

İşte Sayıştay tespitleri, işte gerçekler:

Sayıştay raporundaki ilk tespit Akdeniz Oyunlarına ev sahipliği amacıyla Spor Genel Müdürlüğünün yaptırdığı atış poligonuyla başlıyor.

Sayıştay' a göre Mersin' de yapılacak Atış Poligonu için 40 bin m3 beton dökülüyor. Şartnameye göre her 100 m3 beton için ayrı numune alınıp çökme ve basınç dayanım ölçümü yapılması ve bu nedenle  400 ayrı deney yaptırılması gerekirken, 100 civarında deney yaptırılmış.

Sayıştay;  yeterli sayıda beton deneyi yapılmamasının söz konusu şartnameye aykırı olduğunu, idarece istenen beton kalitesinin sağlanıp sağlanmadığının anlaşılamadığını belirtiyor.

Peki idare Sayıştay' ın bu tespitine ne cevap vermiş? Raporda bu da var.

Şöyle diyor savunmasında Spor Genel Müdürlüğü:

"Önemli olan şantiyede dökülen betonun projesinde belirlenen beton sınıfına uygun olup olmadığının tespit edilmesi olduğu ve bu hususun gerek şantiyede beton irsaliyelerinin ve faturalarının kontrol edilmesi gerekse yaptırılan basınç dayanımı deneyleri ile sağlandığı ifade edilmiştir."

Kısaca idare kendi hazırladığı şartnamede koyduğu 100 m3 başına bir dayanıklılık testi kuralını kendisi çiğnerken "önemli olan satıcının irsaliye ve faturasında yazılı olan beton kalitesidir" diyor.

İnanmayan Sayıştay raporunun 20. sayfasını kendi gözleriyle okusun, ben devam edeyim...

Sayıştay' ın Akdeniz Oyunları hesaplarının incelenmesiyle ilgili raporu çok çarpıcı, okuyanın gözlerine inanamayacağı bir cümleyle başlıyor. Şöyle deniyor o cümlede:

"2013 Mersin Akdeniz Oyunları Özel Hesabına ilişkin olarak mali rapor ve tabloları hakkında denetim görüşü oluşturabilmek için gerekli mali rapor ve tablolar kamu idaresi yönetimi tarafından sağlanamadığı için görüş bildirilememektedir"

Tercümeye, yoruma gerek var mı? Akdeniz Oyunlarıyla ilgili mali tablolar kamu idaresi tarafından sağlanamadığı için Sayıştay görüş bildiremiyor...

Hayda falan demeyin, Türkiye' nin Osmanlı' dan devraldığı, devletin tüm kurumlarının hesabını devlet adına denetleyen 175 yaşındaki en köklü kamu kurumu söylüyor bunu...

Her ne kadar mali tablolara erişememişse de, her şeye rağmen bazı bilgi, belgelere ulaşmış ve bunları rapora not etmiş.

Örnek mi?

"Akdeniz Oyunlarında kullanılacak olan tesislerin çimlendirme, havalandırma, kumlama, gübreleme hizmeti alımının doğrudan temin limitleri dahilinde kalmak amacıyla parçalara bölündüğü görülmüştür" diyor Sayıştay ve idarenin "ne yapalım, ihale yapacak zaman mı vardı?" savunmasına karşı şu değerlendirmede bulunuyor:

"Yapılan işlerin farklı branşlar için olsa bile aynı mahiyette olduğu (sahaların çimlendirme, havalandırma, kumlandırma, gübreleme hizmeti), aynı yükleniciye yaptırıldığı, parçalar halinde yaptırılan işlerin tamamının da oyunların yapılması için yaklaşık 2 yıllık bir hazırlık sürecinin olması nedeniyle ihale için sürenin yetersiz olduğu iddiasının geçerli bir mazeret olamayacağı;

Bu itibarla, Akdeniz Oyunlarında kullanılacak olan tesislerin çimlendirme, havalandırma, kumlama, gübreleme hizmeti alımının doğrudan temin limitleri dahilinde kalmak amacıyla parçalara bölündüğü"

Sanırım, yoruma yer bırakmayacak kadar açık Sayıştay' ın söyledikleri...

Ama bu kadarla sınırlı değil elbette. Taşınır mal alımı ve envanteriyle ilgili, devlet memurlarının taşeron yanında ek ücretle çalıştırıldıkları ve böylece bir memurun başka işte çalışmayacağı yasa hükmüne aykırı davranıldığı yönündeki tespitleri de var Sayıştay' ın...

Ve elbette o tespitler ışığında pratikte bugüne kadar el yordamıyla gördüğümüz pek çok hususun devlet adına denetlendiğinde ortaya çıkardığı somut gerçekler...

Devam edeceğiz Sayıştay raporunda yazılı detayları ele almaya...

YORUM EKLE