Baas Partisi ve İdeolojisi Nedir?

Baasçılık, Arap milliyetçiliğinin, arap sosyalizmi ve sekülerlikle harmanlanmış biçimidir.

Baas Partisi, Mişel Eflak ve Selahaddin Bitar tarafından 1940 yılında Şam’da kurulmuştur. Kurucularından Mişel Eflak Ortodoks, Selahaddin Bitar ise Sünniydi. 1947’de İskenderunlu bir Nusayri olan Zeki el-Arsuzi’nin de katılımıyla ilk kongresini yaptı. 3 farklı inançtan insan Baasçılıkla bir araya gelmişti. Baas Partisi, Suriye ve Irak’ta yaptıkları darbelerle iktidarı ele geçirip tek parti diktatörlükleri kurdular. Bunun dışında parti olarak olmasa da ideolojik açıdan benzer iktidarlarların geçip gittiği pek çok Arap ülkesi mevcuttur.

Baas Partisi’nin temel felsefelerinden biride Pan-Arabizm’dir. Bütün Arap ülkelerinin tek bir çatı altında birleşerek sosyalist, milliyetçi ve laik bir şekilde yönetilmesini amaçlamıştır. Tabi ki bu felsefe zamanla parti mensuplarının karşısında duran farklı mezhepler yüzünden fiyaskoya uğramıştır. Çünkü Irak’ta Sünnilik, Suriye'deyse Alevilik üzerine bir takım mezhepsel iktidarlık eleştirileri, bu iktidarları da mezhepçiliğe itmiştir. İşin içine mezhepçiliğin girmesiyle beraber zaten bütün Arapları birleştirmek ancak hayallere kalmış olurdu.

Baasçılar, Arap coğrafyalarındaki başta Osmanlı olmak üzere Türk hakimiyetinin olduğu dönemleriyse işgal ve sömürge dönemleri olarak görürler. Yani onlar için Osmanlı'nın, daha sonra gelen Batılı devletlerden bir farkı yoktur.

Baasçıların yönetimleri esnasında Sekülerizm yerine Laikliği tercih etmesinin sebebi ise İslam dininin Arap dünyasının temel parçalarından biri olduğunu düşünüp onun hayattan tamamen koparılmasının çok güç olmasıydı. Baasçılığın sosyalizm görüşü ise Marksizm-Leninizm’den biraz farklıydı. Toplumsal eşitsizliğin giderilmesini hedeflese de, özel teşebbüsü tamamen sınırlamıyordu. Yerli ve yabancı büyük firmaları kamulaştırmayı ama özel teşebbüsü tamamen yok etmemeyi tercih etmişlerdi. Yani küçük çaplı girişimciliğe müsade vardı ve özel mülkiyet mevcuttu. Ayrıca miras hukukuna da müdahale etmeyerek yine bu konuda da sosyalizmden ayrı hareket etti ve buna Arap sosyalizmi dediler.

Yinede bazı noktalarda görüş farklılıkları olsa da İsrail ve ABD’ye karşı Ortadoğu’da SSCB’nin en önemli müttefiki oldular. Bu ideoloji ve savunduğu görüşlerin bütün Arap ülkelerinde yayılması Elbette ABD için çok tehlikeli olurdu. Çünkü sosyalizm ilkesi yüzünden kendi şirketleri o bölgelerde faaliyet gösteremiyordu. Bunun dışında soğuk savaş döneminde ABD'nin müttefiklerinin İsrail, Türkiye ve İran olması milliyetçiliğin bu ülkeler yani ABD müttefikleri içinde potansiyel tehlike arz etmesine neden oluyordu.

Henüz adı konulmamış olsa da Baasçı ilkeleri Arap dünyası ilk Mısır'da Cemal Abdülnasır'la gördü. O Arap dünyasının en karizmatik ve sevilen lideriydi. Kimileri iyi manada, kimileride kötü imalarla onun için Mısır'ın Atatürk'ü bile derler. Onun döneminde Arap dünyası genel olarak SSCB yanlısı ve ABD karşıtı yöneticilere sahipti. Zaten hep "Mısır'ı yöneten tüm Arap dünyasını yönetir" derler. Nasır öldüğündeyse Arap dünyası tam tersine bir yön izlemeye başlar. Nasır’ın beklenmedik ölümü Arap ülkelerinde ve dünyada şok etkisi yaratmıştır. 1 Ekimde Kahire’de düzenlenen cenaze törenine 5 milyon kişi katıldı ve kalabalığın uzunluğu 10 kilometreyi buluyordu. Liderler açısından da Suudi Arabistan Kralı Faysal hariç tüm Arap liderler cenazeye yer aldı. Arafat ve Kral Hüseyin açıkça ağlarken, Libya lideri Muammer Kaddafi üzüntüden iki kez bayıldı. Lübnan’da çıkan Le Jour gazetesi Nasır’ın ölümünü “100 milyon Arap yetim kaldı” manşetiyle duyurdu. O derece seviliyordu işte.

ABD kadar bu ideolojiye düşman birileri daha vardı. Onlar da krallıkla yönetilen Arap ülkeleriydi. Onların başını da Suudi Arabistan çekiyordu. Hem laikliği, hem sosyalizmi hemde kralları devirmesi onlar için en tehlikeli gelişmeler olurdu. ABD’nin bölgede ki pek çok Baas karşıtı operasyonunun finansmanını bu yüzden Suudiler üstleniyor ve ABD’nin elini rahatlatıyordu. Suriye'de de Beşar Esad liderliğindeki Baas Partisi iktidarda ve düştüğünde en çok sevinecekler arasında yine ABD ve Suudi Arabistan gibi ülkeler olacak.

YORUM EKLE